• Seikimatsu Occult Gakuin - 6



    Bunmei's Distance

    Bu bölümde dahil olmak üzere şimdiye kadar izlediğim 132 dakikada yönetim kabiliyeti namına isimlendirilebilecek yegane 2-3 dakikayı gördüm. Kozue'nin afterlife deneyiminden sonra kalbini öbür dünyada bıraktığını düşünen Maya ve arkadaşı inisiyatifi ele alıyorlar. Bunmei ise her zamanki gibi yerden bitiyor ve bir garip öğretmenlik mesuliyetiyle orta yerden olaya dalıyor. İsabet de oluyor çünkü Bunmei'nin hatıralarında serinin ilk -ve son?- kıpırdanmasına tanık oluyoruz.

    Hatıraların çoğunda annesiyle yaşadıkları gösterilirken epey sağlam bir drama tutturulmuş. Özellikle arkadaşlarından "kopardığı" sahne etkileyiciydi. Daha sonraki tokat sekansı da Maya ile Bunmei arasında en nihayet bir bağ oluşturmayı başardı. Seri kendini o kadar aşağılara çekmiş ki böyle kıpırdamalara bel bağlar durumda kalmışım. Şu 3 dakikalık bilinçaltı görüntüleri bölümün geri kalan 19 dakikasının 0-12 yaş hitabetini bu seferlik örtmeye yetti yetmesine de son kurşunu sıkmış olma ihtimallerini de arttırdı. Gelecek hafta yine önceki bölümlerin yavanlığıyla geçmezse başlarına saksı düştüğünden şüpheleneceğim. Düşerse güzel günler bizleri bekliyor çünkü.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi