• Shiki - 3



    Third Tragedy

    Doktor tarafından kasabadaki hastalığın adı hâlâ konamasa da vampirlerin seriyi götürecekleri belli oldu. Bu bölümdeki ipuçları artık o kadar barizdi ki aksini düşünmek için hiçbir neden kalmadı. Sunako isimli küçük kızın yaşına nazaran hayat hakkında bildiklerinin sayısı onun yaşını açık ediyor. Belli ki uzun süre önce vampir yapılmış bu kız kendisine "küçük" denmesinden haz etmiyor. Diğer bir vampir ayrıntısı da bu bölümde ölen kızın evine gelen Kirishiki'lerin kendilerini davet ettirme çabalarıydı. Vampirlerin hiçbir eve davet edilmeden giremeyecekleri Buffy'de bir hayli işlenmişti. Bir sürü farklı vampir yorumu olduğu için sabit bir hüküm mevcut değil. Sarmısak, kutsal su, güneş ışığı vs. gibi kulak dolgunlukları yapımcıların keyfine göre değiştiriliyor.

    Shiki'nin geçtiği köy hakikaten acayip karakterlerle dolu. Yaşlıların nefes alan ölüler gibi çizilmelerinin, gençlerin rengarenk saçlarının, yeni gelen vampirlerin yanında bir de Masao Murasako gibi bir emo var. Çocuğun özenli çiziminin bende bıraktığı ilk intiba cinsiyetinin ne olduğunu anlayamayışımdı. Akabinde gelen histerik flashback de hepsinin üstüne tuz biber ekti. 22 bölümlük bu animede ne anlatılacağını sanki bölüm başında biraz çakozlar gibi olduk. Natsuno'nun asıl hikayesini öğrendiğimizde taşlar iyice yerine oturacak. Doktor ve Natsuno serinin iki başrolü ama doktorun performansı maalesef henüz vasata bile yaklaşmış değil.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi