Knockin' on Heaven's Door
2 hafta önce yaratılan yeni sorun, yani yok edilince 1 ve 0'lara dönüşen karaltıların kaynağı bulundu. Matrix'ten ne kadar feyz aldılar bilmiyorum ama Yuri her tarafı bilgisayarlarla dolu odaya girip karşısında salt karizma birini bulunca aklıma Neo'nun Mimar'ın karşısına çıktığı sahne geldi. En nihayetinde çocukların bulundukları dünyayı kimin neden tasarladığını öğrenmiş olduk ki final de muhtemelen o kişiyi bulma çabalarıyla geçecektir. O kişinin de tanıdık bir karakter çıkacağına inancım yüksek.
Tüm programı tasarlayan kişinin kendini NPC olarak ataması ve tek geri dönme ihtimalini de sevdiği kişinin onu yeniden bulmasına bağlama fikri acayip hoşuma gitti. Son bölümde bu gizemi de çözerlerse çok iyi bir açılışla bir anda doludizgin düşüşe geçmiş ve son bölümlerde toparlanmaya başlayan seri hak ettiği tarzda bir kapanışa erişecektir. Aşk temasının kullanılması fena halde klişeymiş gibi görünse de bilgisayar programlarını bozabilecek yegane öğe gibi duruyor. Her şeyin mükemmel dizayn edildiği bir yazılımda onu bozabilecek tek unsur hiçbir şekilde kodlanamayan aşk duygusu olsa gerek.
"Potansiyel" kelimesi bence Angel Beats! için en doğru kavram. O iştah kabartan ilk bölümü izledikten sonra herkesin beklentileri yükselmişti. Daha sonra fevkalade fuzuli bölümlerle zaman kaybedildi. Son 3-4 bölümdürse tekrar atağa geçen bir seri izliyoruz. Acele ediliyormuş hissini bu bölümlerde alıyoruz ama içi bomboş bir seriyi izlemektense aceleye getirilmiş güzel fikirleri izlemeyi yeğlerim. Yine de keşke bu seri için 26 bölümlük bir anlaşma yapılabilseydi de karakterlerin hepsini detaylıca tanıyabilseydik.
Tüm programı tasarlayan kişinin kendini NPC olarak ataması ve tek geri dönme ihtimalini de sevdiği kişinin onu yeniden bulmasına bağlama fikri acayip hoşuma gitti. Son bölümde bu gizemi de çözerlerse çok iyi bir açılışla bir anda doludizgin düşüşe geçmiş ve son bölümlerde toparlanmaya başlayan seri hak ettiği tarzda bir kapanışa erişecektir. Aşk temasının kullanılması fena halde klişeymiş gibi görünse de bilgisayar programlarını bozabilecek yegane öğe gibi duruyor. Her şeyin mükemmel dizayn edildiği bir yazılımda onu bozabilecek tek unsur hiçbir şekilde kodlanamayan aşk duygusu olsa gerek.
"Potansiyel" kelimesi bence Angel Beats! için en doğru kavram. O iştah kabartan ilk bölümü izledikten sonra herkesin beklentileri yükselmişti. Daha sonra fevkalade fuzuli bölümlerle zaman kaybedildi. Son 3-4 bölümdürse tekrar atağa geçen bir seri izliyoruz. Acele ediliyormuş hissini bu bölümlerde alıyoruz ama içi bomboş bir seriyi izlemektense aceleye getirilmiş güzel fikirleri izlemeyi yeğlerim. Yine de keşke bu seri için 26 bölümlük bir anlaşma yapılabilseydi de karakterlerin hepsini detaylıca tanıyabilseydik.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.