• Rainbow - 6





    Truth


    Bıraktığı noktadan devam eden serileri seviyorum. Gerçi Rainbow'u beyaz ekran gösterse bile seviyorum ama devamlılığı sağlama dürtüsü gütmesi hoş. Yeni koğuşundaki serseriler Mario'yu pataklayınca bardağı taşan Sakuragi sazı eline alıyor ve hepsini eşek sudan gelene kadar dövüyor. Gardiyan Ishihara'nın planları suya düşse de adam kansız olduğu için yeni bir saldırı peydahlıyor. Tabii bu saldırıda oğlancı doktorun mide bulandırıcı parmağı da bulunuyor. Bu herifin çükünü seri sonuna kadar biri kesmezse kafayı oynatabilirim.

    Doktorun gözü Joe'da. Her hafta başka bir oğlanı revire çağıran bu mendebur herifin eski defterlerinden birini de bu bölümde öğreniyoruz. Sakuragi'nin eski hücre arkadaşını "daha erken çıkarsın" yalanlarıyla kandıran bu müsvedde çocuğun her hafta ırzına geçmiş ve sonunda çocuk da dayanamayıp intihar etmiş. Şimdi bu planın bir yenisi Joe üzerinde uygulanır mı bilinmez ama Sakuragi ve tayfanın buna izin vereceğini hiç zannetmem. Ishihara iyice raydan çıkmış vaziyette çocuklara eziyet eder ve Sakuragi'nin açığını kollarken etrafta onlara yardım edecek tek kişi olan Kumagai'nin eli kolu bağlı. Bu da gerçekten o savaş ve kaos yıllarını düşününce mantıklı. Bir ıslahevindeki kanı bozuk doktorla insanlıktan çıkmış gardiyan kime şikayet edilebilir ki? Ülke daha yeni atom bombası yemişken onu kimsenin kaile almayacak olması gayet normal.

    Geçen haftaki vahşi el sahnesine bu hafta eklenen mide bulandırıcı revir sekansı serinin duruşunu henüz anlamamış olanlara epey detaylı gelebilir. Rainbow bizi epey bir süre öfkeden kudurtabilir. Özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu iyice sindirebilmemiz için kanımızı donduracak sahnelerle karşımıza gelebilir. Bunlara hazırlıklı olmakta fayda var. Esas konu ise çocukların "arkadaşlık" uğruna yaptıkları fedakârlıklar olacaktır. Turtle'ın Sakuragi'nin hücresine yemek getirdiği sahne de tüm bunların bir örneği mahiyetinde. Herkes yemeğini birleştirip abilerine gönderiyor, hepsi o günü boş geçiyorlar ve sonucunda feda ettikleri boş mideleri bir amaca hizmet ediyor. Öte yandan yemeği verdikten ve "çok kolay oldu" diyerek içimize su serpen Turtle'ın 5 saniye sonra yüzünün halini görüyoruz ve Rainbow'daki hiçbir şeyin kolay olmayacağını bir kez daha hissediyoruz. Sakuragi'nin tahliyesi için geri sayım yaptığımız bu 3 hafta belli ki daha birkaç bölüm bizi meşgul edecek.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi