• Dennou Coil - 9





    There's Ms Michiko


    Gerçekten ilginç bir bölümdü. Çocuklar okulda yatıya kaldılar ve Daichi ile Fumie arasında geçen bölümde bahsi geçen düello gerçekleşti. Şimdilik kazananın kim olduğunu bilmesek de bu düelloyu izlemek çok eğlenceliydi. Her iki çocuğun grupları kendi içlerinde takımlara ayrıldılar ve diğer grubun üyelerini bozmaya çalıştılar, elbette korkutucu taktiklerle. Tabii düello başlamadan önce Daichi'nin uydurduğu ama Haraken'in büyük ihtimalle doğruları anlattığı Michiko-san hakkındaki şehir efsanelerinin de bu korkutucu taktiklerde payları büyüktü.

    Çocukların zaten bildikleri bizimse sürekli adı geçen ama nedenlerine vakıf olamadığımız Michiko efsanesi gerçekten çok ilginç. Daichi'ninki sallamasyonken bile yeterince ürkütücüyken Haraken'in anlattığı hikaye gerçekten korkutucu: Okula gelip kimseyi bulamayan Michiko bunun nedenini gözlüklerine bağlar ama gözlüklerini zaten takmamıştır. Daha sonra sınıftaki sıralarda oturan yaratıklar görür ve korkar ama birden fark eder ki kendisi de o yaratıklardan biridir. Haraken devamını anlatmak için ne kadar diretse de doğal olarak kimse dinlemek istemez ve düello başlar. Düello sırasında herkes bir kız sesi duyduğunu söyler ama kimse emin olamaz. Ta ki Isako okuldaki bir illegali takip ederken Michiko'ya rastlayana ve bölüm sonunda da onu abzorbe edene kadar! Bu kızın tuhaf yetenekleri olduğunu şimdiye kadar öğrenmiştik de bu biraz fazla geldi: Bir illegali kendi içine katabilmek!

    Fumie'ye düelloda yardım eden Yasako bundan önceki bölümlerin aksine artık siber dünya hakkında kara cahil bir çocuk olmaktan çıktı ve aktif bir rol üstlenmeye başladı, eğitimini tamamladı. Bu sebeple de Dennou Coil'in girizgahı sona erdi diyebiliriz. Bundan sonra Yasako'nun rüyasında duyduğu sese, Isako'nun gizli yeteneklerini kimden emir alarak uyguladığına, Haraken'in ölen arkadaşını arayışına, Sacchileri tasarlayan şirketin çalışanı Tamako teyzenin Isako'yu yakalayıp yakalayamacağına odaklanabiliriz. Kısacası Yasako'nun eğitimi tamamlandı sadece de diyebiliriz, daha çözülmeyi bekleyen yığınla konu ve senaryonun anafikri var.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi