A Shadow Falls on the Big Four
12-13 bölüm süreceği bilinmesine rağmen bu seri hâlâ zamanının çoğunu görevden göreve koşan karakterleriyle geçiriyor. Bu seferki -görevleri demeyelim- işleri yakınlardaki üç büyük binaya konulan bombaları bulup pasifize etmek. Bölüm başında Yukina'ya abisinden gelen mektup ile bölümün kötü kahramanı, M. Bison tipli karakterin dahil oluşu seriyi de azıcık ileri taşımaya çalıştı. Belli ki Yukina ve kayıplardaki abisi serinin en önemli karakterleri olacaklar. Muhtemelen onların etrafına da dünyayı kurtarma türevinden bir olay yamanacak.
Karamsar konuşuyorum ama seri de kendi adına karamsar. Potansiyel var ama değerlendirilemiyor. Misal teleport kabiliyeti olan iki adamın bu bölümdeki dövüşme sahneleri bundan çok daha iyi çekilebilirdi diye düşünüyorum. Seride öyle bir hava var ki her anlattıkları "güya". Güya aksiyon, güya espiyonaj, güya karakter gelişimi, güya senaryo... Fazla üstüne düşülmeyecek bir potansiyel hissi vermekten öteye geçilemiyor. Kendi yolunu kendi tıkıyor bir anlamda.
Bölümlerin fazla anlatılacak yanları da yok. Ne oluyorsa o, bu kadar düz ve net. Basmakalıp ve sıradan bir seri halinde ilerliyor şimdilik. "Bu bölümde kahramanlarımız..." demek başka "bu seride de kahramanlarımız..." demek başka. İkincisi gerçekten felaket bir söylem. Bölüm feda edersiniz ama seriyi kurtarırsınız, seriyi feda etmekse safi zarar yazdırmak demektir. Unutmadan, dörtlü grubumuza bir de görev sonrası hafıza silen bir karakter eklendi. Küçük kızın kafasına dokunup tüm yaşadıkları unutmasını sağladı. Bunun dışında %1'lik gelişmeler yaşandı. Karakterlerimiz hâlâ meçhullerde sayılabilir.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.