• Senkou no Night Raid - 4





    With the Camera, Baozi, and the Stray Cat


    Vay canına! Berbat ötesi bir bölüm!

    Aoi ile Kazura'nın Fuuran isimli son derece gereksiz karakterin restoranındaki yemeklerin fotoğrafını çekmesi. İşte bütün bölümün konusu bu. Bölüm sonradan toplanmaya çalışılsa da buram buram filler ama bu da yetmezmiş gibi bölümün içinde de filler anlar bulunuyor! Bu nasıl mümkün derseniz bu bölümü izleyebilirsiniz, aksi takdirde kesinlikle izlemenize gerek yok. Ne bir casusluk görevi var ne de heyecan yaşatacak bir gelişme. İki adam bölümün ortasında bir kedinin peşine düşüyor ve onu yakalamaya çalışıyorlar. Bir de Aoi çantayı kaybettikten sonra nereden Green Gang denen çeteye konu bağlandı ben anlayamadım. Anlayan varsa da lütfen beri gelsin! Bu kadar kötü, gereksiz, eksiklerle dolu, tamamen yanlış bir bölüm bu serinin ilk 3 bölümündeki "potansiyelin kötü kullanımının" geldiği son nokta olsa gerek.

    Seri bu bölümle dibe vurdu. Yani bundan daha kötüsünü onlar bile isteseler yapamazlar sanırım. Bundan sonra yükselişe geçmesini ummaktan başka çare yok ne yazık ki.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi