• Dennou Coil - 7





    Mobilise! Coil Detective Agency


    Yasako ve Isako'nun aynı mekanda kapalı kalmaları ve çifte karakter gelişimlerinin yaşandığı bölüm geneline baktığımızda sıkıcılıkla flört eden, sıradanlığa yakın duran, ufak detaylarla seriyi ileri taşıyan bir bölümdü. Dennou Coil'in temposunda da bu var. İlla ki gıdım gıdım ilerleme sağlanıyor. Nedense bir anda vurup gidemeyen bir seri. Çok ağır sayılabilecek ve gelişmeleri de önemsizmiş gibi gösteren bir yapısı var.

    Nineden bir iş kopartan Fumie ve Yasako ikilisi evcil bir hamsterı terk edilmiş bir binada arıyorlar. Yasako'nun kardeşi sümüklü Kyoko da ablasını takip edip binaya geliyor ve hamsterı da bulan o oluyor. Kardeşini kurtarmak isterken Isako'nun hazırladığı tuzağa düşen ve kendisini kurtarmak isteyen Isako'yu da tuzağa çeken Yasako bölümün aksiyon çıkartan karakteri oluveriyor. İkilinin o küçük odada yaptıkları konuşmalarda Isako'yu daha iyi tanıyoruz. Kendini üstün gören ve bunu da karşındakine hissettirmeye çalışan bir kız Isako ama bölümün sonlarında gördüğümüz üzere epey de yufka yürekli biri.

    Bizim bildiğimiz meta-bugların efendisi kabul edilen ve çok değerli olduğu bilinen kirabug'ın arayışını konu alan bölüm seriye yeni bir kavram, Isako'ya ise yeni bir özellik katmaktan başka fazla işe yaramıyor. Bölümde bahsi geçen ve kirabug'ı yarattığı söylenen efsanevi hacker'ın kimliği henüz bilinmiyor olsa da bu kişinin hiçbir şey bilmeyen saftirik Yasako olma ihtimali çok yüksek görünüyor. Serideki gıdım gıdım ilerleme de benim izleme şevkimi epey zorluyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi