• Fullmetal Alchemist: Brotherhood - 48





    The Underground Oath


    Özlenen aksiyon bu işte!

    Bölümün daha ilk sahnesinden neredeyse son 6 dakikasına kadar süren aksiyon ile geride kalan 6 dakikada cereyan eden aksiyon hazırlıkları bize gayet de iyi bildiğimiz bir FMA bölümü sundular. Geçen bölümde bıraktığımız yerden devam eden Pride-Gluttony vs. Ed, Ling, Lan Fan ve iki chimera çatışması iştahları kabartan cinstendi. Dövüş animelerinde görebileceğimiz kadar uzun tutulan bu dövüş her şeye rağmen sonlanmadı ya ben en çok onu sevdim. Hohenheim da işin içine girince daha da eğlenceli olacak.

    Pride'ın ne kadar barbarlaşabileceğini de gördük. Hiç acımadan Gluttony'i ve aslında onun içindeki Felsefe Taşı'nı yemesi Baba'dan sonra en kuvvetli olarak görülen bu homunculusun azmini kanıtlar nitelikteydi. İşine gelince Al'ı kullanması, istediğinde Gluttony'nin koku alma gücünü devralması Pride'ın karakter gelişimi için son derece gerekli sahnelerdi.

    Mustang ise şimdilik cephe arkasında yürüttüğü planlarını iyice ilerletip taarruz emrini verdi. Olivier'nin Truva atı misali karargaha sokulmasından sonra Mustang'in de cephedeki orduyu (çete bile diyebiliriz buna) yönetmesi hoş bir ayrıntı. Şu seride Führer'den sonra bir ordu kumanda edebilecek kararlılığa sahip tek kişi Olivier olsa da Roy Mustang daha politik ve taktiksel anlamda daha başarılı bir karakter.

    Bahsi edilen "sonun başlangıcı" artık resmen başladı diyemesek de bunu yüksek sesle düşünmek için tam zamanıdır. Bundan sonra FMA efsanesinin nasıl sonlanacağını izleyeceğimiz çok uzun bir süreç başlıyor. Tam 15 bölüm boyunca -tahminimce- bir daha çekilmeyecek olan FMA'nın kapanışına tanık olacağız. Eğlence başlasın!

    4 Görüş:

    1. Merhabalar,
      Kaynak belirterek sitenizde yazdığınız fma bölüm kritiklerini yayınlayabilir miyim?

      YanıtlaSil
    2. Merhaba, maalesef bunu pek tercih etmiyorum. Yine de karar sizin. Eser hırsızlığı diye mahkeme mahkeme dolaşmam, merak etmeyin :)

      YanıtlaSil
    3. Yok izinsiz alsam zaten burdan izin istemezdim..:)
      Yinede teşekkür ederim,iyi bloglamalar ^^

      YanıtlaSil
    4. Gerçekten çok kaliteli bir blog ve gerçekten kaliteli animeden anlıyorsunuz bloğunuz çok güzel olmuş size özenip blog yapmaya çalıştım ama olmadı bende yine buradan takip edeceğim teşekkürler...=)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi