Cobra’nın amacını gerçekleştirmek için ne kadar tehlikeli de olsa gözünü kırpmadan her türlü yarışa girdiğini ilk seriyi izleyenler bilir. O seride kah beyzbol oyuncusu olmuştu kah ta güreşçi. Benim için en keyifli bölümlerde o bölümlerdi. Genelde yeniliyormuş gibi yapıp amacına ulaştıktan sonra rakiplerini hallaç pamuğu gibi atmakta üstüne yoktur. Daha önceki bölümlerde Cobra’yı sokak dövüşçüsü olarak görmüştük. Orada da aynı taktiği izleyip seyir zevkimizi ikiye katlamıştı. Sanırım izleyiciler olarak ana karakterimizin geriden gelip bir şeyleri değiştirmesini baştan sona üstün olmasından daha çok seviyoruz.
Cobra’yı bu bölümde büyük bir soygun yapmak için bir uzay yarışçısı kılığında gördük. Yarış bölümü hikayeye giriş olarak düşünüldüğünde uzun ve detaylı değildi. Gene de o kısa sürede aldığım haz bölümün kalan süresindekinden daha fazlaydı. Hikayeye gelince Cobra yarış sırasında bu bölümün ana dişi karakteri olacak olan Pamela ile tanışır. Pamela ile baş başa romantik bir gecenin ortasındayken Pamela Cobra’da Kara Kurşun’u durdurmasını ister ve gittiği bayanlar tuvaletinden bir anda ortadan kaybolur. Cobra bunun üzerine Kara Kurşun’un peşine düşer. Kara Kurşun modifiye edilmiş bir motosikleti kullanan, her yeri delip geçen hatta yıkıp, yakan arıza bir sürücüdür. Cobra, Kara Kurşun hakkında ki gerçekleri öğrenince Pamela’yı kurtarmak acı bir karara varmak zorunda kalır.
Diğer bölümlere nazaran dram yönü daha ağır basan bir bölüm izledik. Bu bölüm için ortalamanın biraz üstünde değerlendirmesini yapabilirim. İş Cobra’ya gelince olumsuz bir değerlendirme yapmak zor benim için.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.