The Ant's Bite
Yine Ed'in görünmediği, eksikliğinin de hiç çekilmediği bir bölümdü. Bölümün zaten ilk yarısında serinin dönüm noktalarından birini daha yaşadığımızdan geri kalan sürede oyalanmakta bir zarar görülmedi. Chang May'ın hayli uzun tutulmuş hüzünlü vedası ile Scar'ın ayakçısı olmanın dışında süper fuzuli bir yan karakter olan Yoki'nin Envy ile yaşadığı sahne bana göre bölümün en gereksiz anlarıydı ve fazlaca zaman yediler.
Envy'i kaybettik. En azından ikinci bir habere ya da Chang May'in elinden kurtulana dek bir daha göremeyeceğiz. Doktor Marcoh'nun muhteşem taktiği ve geçen bölümde "lan?!" diye bizi şüphelendiren chimeranın çift taraflı oyunuyla tuzağa düşen Envy ilk başta daha önce gördüğümüz haline bürünüp yenilemez bir kıvama gelse de Marcoh'nun kabiliyetlerine yenik düştü ve bundan sonraki yaşamını kavanozun içindeki kurtçuk olarak sürdürmeye mahkum edildi. Bölümün ilk yarısını parselleyen Envy vs. Bizimkiler kapışmasından sonra geri kalan sürede bölüm nadasa yattı ve diyalogların kalabalıklığıyla tempoyu iyice düşürdü. Yine de normal final heyecanlandırıcı, ED sonrası finalse merak vericiydi.
Olivier'nin, abisi Alex Louis Armstrong ile olan muhabbeti harikaydı. Cüsselerin ters orantıyla vücuda büründüğü karakterlerin abi-kardeş olduklarına insanın inanası gelmiyor. Gerçi kimin Alex Louis gibi bir abisi olur o da muamma. Mamafih Führer'in kadrosuna kapağı atmaya çalışan Olivier'i bölüm sonunda bekleyen sürpriz serinin geleceği hakkında da bir ipucu verdi: Kötülerin ordusu hazır. Briggs'teki savaşta verilen zaiyatlar da bu orduya felsefe taşı olarak dönecektir. Patır patır giden Homunculusların yerlerine gelecek yenilerin hazırda bekliyor oluşları endişe verici. Gelecek bölümle birlikte sonun başlangıcı ilan edilecekmiş gibi hissediyorum.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.