Chie & Shimei
Sıra geldi kafenin diğer gediklilerinden Chie ve Shimei'ye. Kendisini kedi zanneden Chie'nin android olup olmadığını bilemesek de bölüm içerisinde Shimei'nin kimliğini öğrenme şansına erişiyoruz. Yaramaz küçük kız Chie'ye Shimei'nin yokluğunda kafenin diğer sakinleri ve Rikuo göz kulak oluyor. Sürekli bir kenarda "Code:Life" kitabını okuyan gizemli adamın birini (android/insan) anlamak üzerine Rikuo'ya çektiği nasihat ve Sammy'nin piyano performansı Rikuo'nun karakterini tamamen sarsan etkenler olarak göze çarpıyor.
Bu serinin mantığıyla bakıldığında androidlerin de başkalarını incitebildikleri bir gerçek. Biz zaten bunu 3. bölümdeki Koji-Rina ilişkisinde görmüştük. Bu seferse önce gazetede okuduğu haberle üzülen Rikuo'nun, üstüne yetmezmiş gibi Sammy'i piyano başında görmesi ekleniyor. Bir android kendi sahibini incitebiliyor. Burada Rikuo'nun kendini yetersiz hissetmesi de görülebilir. Bölüme dairse benim en hoşuma giden nokta şu bizim gizemli adamımızın anlayış üzerine konuştuğu kısacık sahne. Sahi birini gerçekten ne zaman anlarız? Birini geçtim bir androidi anlama şansımız var mıdır?
"İnsanın doğduğunda kalbi bomboştur. Daha sonra tanıştığı insanlar (etkileşimle) sayesinde kalbi dolar ve canlanır (kimlik kazanır)." Kafe sakinlerinin bir araya geldiği masada Koji'nin söyledikleri sözler bunlar. Bu durumda bir robotun insandan farkı yaratılışında değil gelişiminde saklı. Robotların hiçbir şekilde etkileşimde bulunmalarına gerek yok ve bir önceki bölümde Masaki'nin çıkıştığı üzere bir kalpleri de yok. Kalbi bir organa indirgersek Masaki haklı ama işin içine duygu girdiğinde bir ikilem mevcut: Duygular için kalbe ihtiyacımız var mı? Androidlerin yapay zekalarıyla kendilerini sahipleri için geliştirmeye çalışmaları, onların isteklerine karşılık vermeye çabalamaları duygudan yoksun bir davranış mı? Bana kalırsa dolu dolu bir duygu örneğidir Sammy'nin kahve konusunda kendini geliştirmeye uğraşması ya da ikisi de bir insana aşık olduklarını sanan Rina ile Koji'nin hikâyeleri. Chie ile Shimei'nin birbirlerine olan ihtiyaçları ya da isimsiz robotumuzun son bir kez de olsa sahibinin yüzünü hatırlamadan hurda olmayışı da duygu barındırmaktadır. Yine de izleyici kendi kararını vermekte özgür ama Eve No Jikan sorgulatma konusunda seyirciyi iten bir yapım, ilgisiz kalmanız namümkün.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.