• Full Metal Panic - 11





    Behemoth Awakening

    Takas sırasında işler yolunda gitmemiştir. Sousuke’nin elleri bomboş kalmıştır. Kurz ile birlikte bir pikaba atlayan adamımız, Mao’nun da desteğiyle rehinelerin yerine ulaşmaya çalışmaktadır. Bölüm şehir içindeki gezinti, geniş açıdan çekilen büyük yapıları, rehine kurtarma ve gözü karalık durumundan Zor Ölüm bölümlerinden birini andırmaktadır.

    Temposu yüksek bir bölüm. Kovalamaca, rehine kurtarma, zor ölüm serisi falan filan derken işin içine robotlar iyice girince boyut atlayıp bu seferde kendimizi Gundam serilerinden birinde sanıyoruz. Bölüm sonundaki çatışma bu hislerimi kabartınca , biramdan bir yudum daha çekip diğer bölüme geçmeyi sabırsızlıkla beklerken buluyorum kendimi.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi