• Aoi Bungaku - 4





    No Longer Human

    Chapter 4: New World

    Gerçekten mükemmel bir kısa seriyi geride bıraktık. "No Longer Human" yazarı Osamu Dazai'nin otobiyografik bir öyküsü olarak değerlendiriliyor. Dazai'nin de hayatına giren kadınların ona yaptıkları etkileri bölümün başındaki anlatıcının ağzından öğrenme şansına eriştik. Animelerde salt çizgi olmadığı zamanları seviyorum. Arada bir savaş görüntülerini veya tarihi kayıtları gösterdikleri oluyor tabii ama burada durum farklı. Açılışta kanlı canlı bir anlatıcı görmek ve onun bölümü resmen "takdim etmesi" serinin ne kadar ciddiye alındığının bir göstergesi. Sanki bir tiyatro oyunun açılışı, bir şiir dinletisinin girizgâhı gibi.

    Dazai'nin romanını neredeyse tamamen uyarlamayı başaran mini serimiz finalinde resmen sol gösterip sağ vurdu. Hayata bağlandığını, artık insan olduğunu zanneden Yozo en büyük darbeyi hiç beklemediği birinden aldı ki zaten darbeyi kocamanlaştıran da bu oldu. Aslında Yozo'nun neden kadınları anlamadığını, onları neden garipsediğini pek anlayamamış ama arada bir canlanan flashbackler ile bağlantısını olduğunu düşünmüştüm. Romanın kısa bir özetini okuyunca taşlar yerine oturdu. Seri daha ilk bölümden bize Yozo'nun kadınlarla olan ilişkisini anlatmıştı: Bakıcı kadının istismarı.

    Dazai hayatı boyunca kadınlardan çok çekmiş bir yazarmış. Yozo da romanda kadınları bir düşman, bir tehlike olarak görmekteymiş. Bu noktadan bakıldığında aslında Yozo'nun bebekliğinde yaşadığı bir travmanın hayatının nasıl çarpıttığını görebiliriz. Her ne kadar kadınları idrak etmeyi başaramasa da Yozo'ya kol kanat geren hep kadınlar, onu yoldan çıkartansa hep erkekler oluyor. Önce tüm şevkini kıran babası geliyor, sonra gençlik çağlarında arkadaşı Horiki, intiharından sonra ondan para tırtıklayan avukat, son olarak da mangalarını sattığı gazeteci Yozo'ya kazıkların en büyüğünü atıyor. Toplumu gözünde alabildiğine büyüten Yozo'yu sakinleştiren yaşından olgun Yoshiko ise bu genç adamın hayata tutunma nedeni olurken, ikinci intiharına da sebebiyet veren kişi oluyor. Gerçi Yoshiko bu mini seri içindeki en masum karakter lakin Yozo'nun suçu hep kadınlarda arayan karakteri bir kez daha bu adamı yanlış seçime yönlendiriyor.

    Kapkara bir hikâye olan "No Longer Human" buram buram edebiyat kokan içeriğine Obata Takeshi'nin ustalıklı kontrast çizimleri ve olağanüstü müzik kullanımı da eklenince ortaya nefis bir seyirlik çıkmış. Yalnızlık, yabancılaşma, kendini dışarıdan izleme, soyutlama, kabullenilmeme gibi pek çok ağır konuyu sadece 4 bölümde işleyen -ama asla sıkıştırmayan- "No Longer Human" anime çocuklar içindir mottosuna tokat gibi inen bir referans noktası olacaktır. Bu arada "No Longer Human"ın Japonya'nın en çok satan 2. kitabı olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi