• Fullmetal Alchemist: Brotherhood - Blind Alchemist





    Birkaç hafta önce çıkan bu OVA, Brotherhood'un çizgisine sadık kalan ve ufak bir yan öyküyü anlatmasına rağmen serinin gidişatına dahil olmayı başaran bir bölüm. Serinin mutlak gidişatı kardeşlerin bedenlerine kavuşup kavuşamayacağı. Bu da insan dönüşümünden geçiyor. Ed ve Al şimdiye kadar benim hatırladığım 3 kişiye bu deneyi sormuşlardı, şimdi onlara bir yenisi daha ekleniyor. Judau ismindeki bu simyager heybetli bir malikanede yaşıyor ve insan dönüşümü deneyinden başarıyla çıkmış olarak biliniyor. Kardeşler de bu bilginin ışığında tabii ki malikanenin yolunu tutuyorlar.

    Devam eden serilerin böyle "kıyak"lar geçmelerine bayılıyorum. 15 dakikacık bu OVA izlenmese kimsenin merakından bir şey götürmez belki ama mangayı okumayıp animeyi takip etmeyi seçmiş hayranları için bulunmaz nimet niteliğinde. Kardeşler bir kez daha istedikleri bilgiye ulaşamadılar ama hiç değilse bir adım ilerlemiş oldular: İnsan dönüşümü mümkün. Elbette bizim aklımızdaki gibi bir dönüşümle karşılaşmadılar ve üstüne üstlük çok da acı bir tecrübe edinmiş oldular lakin yine de yollarına devam etmek için bir ışık yakaladılar.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi