The Ishbal Annihilation Campaign
Hawkeye ile Edward arasındaki bir konuşmadan ibaret olan bölüm benim için anime tarihine geçecek kadar güzel bir kurguya sahipti. İşin aslı sadece Hawkeye anlattı, Ed dinledi ama arkada fırtınalar koptu, alt metinlerin suyu çıktı, tek bölümde en az 3 karakter gelişimi gerçekleştirildi, Ishbal savaşının bilinmeyen yönleri masaya yatırıldı. Tek kelimeyle "yönetmenlik", tek cümleyle de "yönetmenlik dersi" izledik.
Karakter gelişimi kısmı benim daha çok ilgimi çeken parçaydı. Açılışta Mustang'in hocasıyla yaptığı konuşma bize müthiş bir detayı daha hatırlattı: Mustang'in hocası Liza Hawkeye'ın babasıydı. Serinin lafı hiç gevelemez tavrıyla da çok geçmeden ikinci detayı alıyorduk: Hawkeye'ın sırtındaki dövme. Bu dövme, babasının ağzından çıkan sözlere bakacak olursak simyada gelinecek son noktanın anahtarını barındırıyor. Ben bu dövmeyi Ed'in Armstrong ile birlikte çıktığı sefer sırasında gördüğü kayanın üstündeki sembole benzettim. Gluttony tarafından yendikten sonra da Ed bu sembolleri görmüştü. Tabii Hawkeye'ın sırtına bakmak ne zaman nasip olacak bilinmez :)
Hughes'ü bir süreliğine görebilmek beni memnun etti ama bu bölümün asıl kahramanı hiç kuşkusuz Crimson Alchemist ünvanı almış Kimblee'di. İlk seride de fevkalade şeytani bir karakter olarak resmedilen Kimblee ile nihayet tanışıklığımızı gerçekleştirmiş olduk. Üstelik bu sefer tüm savaşın çıkartılma nedeni olan Felsefe Taşı'nın kime gittiğini de öğrendik. Kimblee serinin ilk başlarında çok az da olsa hapishanede görünmüştü. Şimdiki zamanda onun hapiste olduğunu biliyoruz ama oraya nasıl girdiği de çıkıp çıkmayacağı da meçhul. Yine de bu karakteri enikonu tanımamız açısından önemli sahneler izledik.
Bölümle ilgili daha Scar-Marcoh diyalogları ve ED sonrası sahneyle ilgili de anlatacak çok şey var ama FMA: Brotherhood'u izlemenin yanında anlatmak gerçekten de bayık bir mevzu. Bu seri mutlaka "izlenmeli".
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.