• Darker Than Black: Ryuusei no Gemini - 2





    The Fallen Meteor...

    Hmm... DTB2 nevi şahsına münhasır bir seri olacak.

    Daha ilk bölümde April'ın ölümüne şahit olmuştuk. DTB ile özdeşleşmiş bir karakterin yeni sezonun ilk bölümünde kurban edilmesini ve yarattığı beklenmedik etkiyi tam yazarken 2. bölümde bir başka önemli olması beklenen karakteri daha yitirdik. Karakterleri böyle patır patır indirmek acayip olduğu kadar cüretkar bir tutum. Yönetmen Okamura olduğu için hiçbir korkum yok, yok olmasına ama bundan sonraki bölümlerde Suou da katledilirse insaf diyeceğim. Hele ki bu bölümün finali serinin cüretkarlık seviyesini çılgınlık düzeyine çekerken artık DTB2'den sanırım her an her şeyi bekleyebiliriz.

    Her bölümde bir karakter düşürülüyor ancak yenileri de eklenmiyor değil. Bölümün başında harika bir dövüş sekansında Hei'yi neredeyse alt edecek olan Mina Hazuki gerçekten bir "femme fatale" karaktere uygun tasarlanmış. Ninja benzeri atikliği, ustaca kullandığı kılıcı ve üstündeki şık takım elbisesiyle benim bu seri boyunca görmek istediğim karakterlerden biri... diyeceğim ama Tensai Okamura'nın gazabına uğramaktan bir yandan korktuğumu eklemeden duramayacağım. Mina'nın yardımcısı Touko ve beton adam sayılabilecek Genma Shizume iyi bir üçlü. Onlarla biraz da olsa empati kuracak kadar vakit geçirmemiz sanki kalıcı olacaklarına dair bir ipucu verebilir. Bölüm sonunda Hei'nin yıldızını kaydıran bir yapım ekibinin bir sonraki hamlesini tahmin etmek imkansıza yakın gerçi.

    Hei'nin CIA adına çalıştığını da öğrendiğimiz bölüm Suou'nun etrafında şekillenecek bir serinin habercisiydi. Flashbackte babasıyla zamanında çıktıkları avlanma sekansının gösterilmesi ve akabinde OP sırasında Suou'nun elinde tuttuğu devasa tüfeği (ki Hellsing'teki Seras Victoria'nın tüfeğine fevkalade benzer bir durum) bölüm içinde de görmemiz Suou'nun aktif bir rol üstleneceğini gösteriyor. Hei'nin meteor taşı peşinde Suou'yu önce zapt etmesi, sonra onu koruması bu ikilinin dostane bir ilişkide bulunacaklarını gösteriyor gibi.

    Seri bir öncekinin aksine kısa süreceği için tempo ve anlatım çok iyi ayarlanmalı diye düşünüyordum lakin endişelerimin yersiz olduğu ortaya çıktı. Hem farklı bir coğrafya tercihiyle hem de karakterlerin çok çabuk harcanabilme lüksüyle seri kendini öyle bir konumlandırıyor ki şu ana kadar gelinen nokta bana DTB2'nin DTB2 olmaktan çok DTB1.1 olduğunu düşündürtüyor. Bu da az sayıdaki her bölümünün muhteşem olacağı beklentisini yaratıyor ki şimdiye kadar izlediklerim bu beklentinin ateşini daha da bir harlandırıyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi