Talk of the Past
Tam 1,5 bölüm süren köye varma serüveninde yanlarına Yun-Yun'u da alan tayfamız uzun uğraşlar ve synesthesia hastası bir köylüyü bertaraf etmelerinin sonunda nihayet emellerine ulaşır. Kendilerine saldıran köylüyü öldürmemesi için Canaan'ı sesiyle engelleyen Hakkoh'unsa köylünün ölümüne yol açan kişi olması ironik bir durumdur. Köye geldikleri anda Liang Qi'nin saldırısına uğramaları serinin mantığında kendine apayrı bir yer almaz, bu gibi gelişmeler son derece doğaldır CANAAN'da. Liang'ı ise ablası Alphard safdışı edecektir.
Bölümün ve serinin önemli bir noktası olan salgının ilk ortaya çıktığı günlerin anlatıldığı sahneler Yun-Yun'un ağzından bizlere ulaşır. CIA'in de işin içine karıştığı ve Alphard ile ortaklaşa çalıştığı (veya aynı amaca hizmet ettiği) bilgileriyle Santana'nın serideki rolü hakkında fikir sahibi oluruz. Ekibimizin köye girişiyle çalınan arabik motifli parça ve flashback sırasında köy halkının ev tasarımlarından ben sanki bir Müslümanlık, hadi olmadı en azından mültecilik havası alırım. Deney kobayı gibi kullanılıp toplama kampı benzeri laboratuvarlara kapatılan bu insanlara serinin de baş düşman ilan ettiği ABD'nin yaklaşımı içinde bulunduğumuz durumdan fazla da farklı değildir.
Alphard ile Canaan'ın karşılaşmasında Alphard'ın oyalanmasıysa aslında kesin bir düşman olmadığı yönünde düşüncelere dalmama yol açtı. Tamam, serinin adı CANAAN ve dolayısıyla başkarakter daha 9. bölümde öldürülmez ama yine de "lastik gibi uzatıyorlar da o yüzden Alphard öldürmedi" diyemiyorum. Her ikisinin de ustası olan Siam'ın renklerini Alphard'ın üzerinde gören Canaan ise sanki renk görme yeteneğine yeniden kavuşacakmış gibi bir izlenim uyandırdı bende.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.