Summer Evening Twilight
İlk 6 bölümden sonra bir düşüş normaldir herhalde. Dizinin ilk sırıttığı bölümde açıkçası çok fazla bir olay olmaz, artçı şoklar devam eder, Yuuki'nin robot aşkı depreşir, Mirai'nin gıcıklık seviyesi düşerken serinin de kendini ilk yinelemesi bizleri bekliyordu. Mari'nin anemisi güzel bir detay ve önemli bir andı ama Yuuki'nin güneş çarpmasını açıkçası ben yemedim. Çocuk hem bitap şekilde yerlerde sürünüyor hem de her robot görüşünde yaldır yaldır koşturuyor. Mirai de armut topluyor sanırım.
Kento isimli bir robotseverin seriye dahil edildiği bölümde bir arpa boyu yol alamayan üçlümüzün şimdi Yuuki'yi de kaybetme olasılığı belirdi. Senaryoda sıkışmalar da baş gösterdi. Sıkıldıkça birini hasta etmeye başlayacaklarsa sırada Mirai'nin feveranları var demektir ki bu da beni çileden çıkartabilir. Bunların yerine eve gidiş sürecine daha fazla odaklanıp karakterlerin gelişimlerine zaman ayırmaları gerekirdi. Sadece üç karakterin olduğu seride özdeşleşme istenmemesi olası değil, bu karakterleri tabii ki sevip onlara gıcık olacağız. Bittiğinde bizim birer parçamız olsunlar isteyeceğiz. Aksine, olaylarla oyalanmak karakterlerden de bizleri uzaklaştırıyor.
Velhasıl serinin yeni bir meşgalesi oluverdi, ben de buna kızıyorum. Yuuki'nin sağlığı (belki de ölümü) gelecek bölümde bizleri epey uğraştıracak. Kısa bir seri olsa da bu tip taktikler beni soğutabiliyor bazen. Gerçi Tokyo Magnitude'den soğumam zor ama işte 1-2 bölüm flörtümüz devam etmeyecek gibi.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.