Abandoning Choices
İkinci bölümdü yanlış hatırlamıyorsam, Mari kardeşini arayan Mirai'ye bir laf söylemiş, Mirai de dönüp "kardeşimden ölmüş gibi konuşma!" diye bağırarak içindeki inancı ve umudu göstermişti. Her ne kadar Mirai'yi bir kaşık suda boğmak istesem de artık fikirlerim değişmeye başlıyor çünkü Mirai de değişmeye başlıyor.
Mari'nin çalıştığı yere geldikten sonra kardeşler artık ayak bağı olmak istemedikleri ve kendileri olmadan kızına çok daha hızlı gideceğini düşündükleri için Mari'nin onlar olmadan gitmesini isterler. Mari bu öneriyi pek önemsemez ama ofise geldiklerine fenalaşarak bayılır. Anemi hastası olduğunu öğreniriz. Verilen flashback sayesinde Mari hakkında daha pek çok şey öğreniriz. Kocasından hiç bahsetmiyor olması, kızının anneannesiyle birlikte kaldığını söylemesi vs. kocasını kaybettiğini düşündürüyor bana. Bu bölümdeki flashback sayesinde de bunun bir motorsiklet kazası olabileceğini kuruyorum kafamda. Ama mühim değil bu mevzu bence. Serinin olağanüstülüğünü yazayım biraz.
Şimdi Mari kendine geldikten sonra çocukları göremez. İş arkadaşı onların gittiklerini söyler ve ben içimden "yav yine mi problem çıkaracaksınız kadına!" diyerek köpürürüm. Bu sırada artçı şoklar sürekli yaşanmaktadır. Burada artçı şokların bölüm içindeki anlarına değinmek istiyorum. Ne zaman ki bir karakter tereddüt yaşasa, kararsız kalsa artçı bir şok patlak veriyor. Sanki doğa ana "HADİSENE!" diye çığlık atıyor o karaktere. Mari de yollara düşüp arıyor çocukları ama onun olgunlukla, benimse gözyaşlarımla karşıladığım bir sahne ile geliyor çocuklar karşımıza. Mari eve daha hızlı gidebilsin diye ona bir motorsiklet bulmuşlar. Eh!
Tüylerimi diken diken etmeyi seviyor bu seri. Güçlü ve etkili bir seri Tokyo Magnitude 8.0. Kaçırılmaması gerekenlerden.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.