On the Palm of an Arrogant Human Being
Bu taktik (taktik diyorum ama senaryo oyunu diye nazikleşebilirim) pek çok dizinin başvurduğu bir numara. Bir bölümde sizi merakta bırakıp sonraki bölümde aslında nelerin olduğunu anlatıyorlar. FMA da bu taktiği kullanıyor ara sıra ama Lost'taki gibi size izlediklerinizi unutturacak kadar çok şey izletip neler olduğunu umursatmayacak hale getirmiyor ve sizi elinde bir oyuncağa çevirmiyor (Lost'a selam olsun!) ki bu sayede de izlenirliğini kolaylaştırıp seyirciyi çileden çıkartmıyor.
Bahsettiğim taktik geçen bölümdeki cinayetin ardında yatan sır perdesinin aydınlanma olayı (sanırsın haber programı sunuyorum). Acar izleyiciler olarak zaten yememiştik Mustang'in bu barbarlığını ama tezgahlanan küçük kamuflaj oyununu görmek de benim ayrı bir hoşuma gitti. Akılda kalan tüm soruları yanıtlayan bölüm bu küçük oyunun ardından Ed'in zorla alıkonuşunu ve getirildiği kalıntı bölgesinde yaşadıklarını bir planda anlatırken diğer tarafta da Barry'nin eski bir tanıdığıyla, yani kendi vücüduyla! karşılaşmasına cereyan oluyordu. Barry her zamanki gibi gülümseten bir eleman bu seride. Seinfeld'deki Kramer neyse FMA için de Barry o (dizi karşılaştırmaları tam gaz).
Ed'in tarafında Ishbalan halkıyla ilk gerçek karşılaşması yer alıyordu. Burada yine başka bir bilgiyle celallenen altın sarısı saçlı simyagerimizin içindeki kin duygusu artıyor, intikam alma ateşi daha da bir harlanıyordu (gaza geeel!). Ama Ed'in Scar ile gerçekleşecek kapışmasına iyi hazırlanması gerekiyor. Ben Scar'ın bu kadar barbar olduğunu unutmuştum. Onu daha çok Hellsing'teki Alexander Anderson'a benzetiyordum. Prensiplerine bağlı, Tanrı yolunda öldürmekten çekinmeyen, masumların dostu, simyagerlerin kabusu... Velhasıl pek de kofti bir adam olduğunu gördük.
Neyse, biraz daha ciddiyete iştirak edecek olursam seri gidiyor işte. Tökezlediği olmuyor değil. 26 bölümlük FMA biraz zor gelebilirdi ve geldi de. Çok sık atlamalar mevcut anlatımda. Ya da çok özet geçiliyor ya da uzatmadan anlatılıyor diye de değiştirilebilir bu yorum tabii ama gerçeği değiştirmez. Son karşılaştırma olarak ilk seriyle ikinci seriyi karşılaştıracak olursam şöyle diyebilirim sanırım: FMA'yı izlemiş birine FMA: Brotherhood çok şeyin atlandığı bir seri olarak gelebilir. FMA: Brotherhood'u izlemiş birine göre de FMA birçok şeyin aşırı detaylandırıldığı bir seri gibi gelebilir. Hmm... Ben bir hikayeyi yaşamak istediğimde onun en geniş kapsamlı halini solumak isterim. Keyif izleyicinin tabii...
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.