The World is Broken
İlk bölümdeki dileği gerçekleşen Mirai'nin dünyası yıkılırken içerde kalan kardeşi yüzünden kendi dünyası da başına yıkılmıştır. Ayak sürterek geldiği bu alışveriş merkezi/fuar alanı karışımlı yerden tam çıkmak üzereyken tuvalete giden kardeşini şimdi fellik fellik aramaktadır. Hem depremin verdiği korku hem de kardeşini bulamamak Mirai'de paniğe yol açar. İmdadına bir başka ebeveyn olan Mari Kusakabe yetişecektir.
İkisi birlik olarak Yuuki'yi aramaya başlarlar ama depremin artçı şokları devam etmekte, sallanan yapılar bir bir çökmektedir. Mirai'nin deprem öncesi içinde büyüyen nefreti ve öfkesi şimdi paniğe ve korkuya yerini bırakmıştır. Bölüm bize de heyecan verir. Ölümden iki kere kıl payı kurtulan Mirai'nin başına bir şey gelmesinden biz de korkar, kardeşine ulaşıp ulaşamayacağını biz de merak ederiz. Bu açılardan seri böyle bıçak sırtı bir konuyu "izlettirme yetisi" bağlamında başarılı bir şekilde sunmaktadır.
Bundan sonrası post-apokaliptik bir düzleme eli mahkûm girecek seride her şeyin hayal ürünü olduğundan ama yine de belli kaynaklardan yararlanıldığından söz ediliyor. Japon izleyiciler için olduğu kadar depremi deneyimlemiş başka milletlerden izleyiciler için de drama yönü ağır basan, muhtemelen yürek burkan anlarla dolu bir seri geliyor gibi.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.