• Guin Saga - 15





    Reunion

    Bölümün adına neden Reunion demişler de Love dememişler anlamadım. Korsanların gemisinden erzak kıtlığı yüzünden firar eden Istovan ve kardeşlerle birlikte Suni küçük bir adaya sığınırlar. Rinda fazla geçmeden kıyıda nöbet tutan Istovan'a açılır ve ikili arasında bir Yalan Rüzgarı olsun, bir Cesur ve Güzel olsun, bir Aşk-ı Memnu olsun ya da bir Bodyguard tadında kıvılcım ateşlenir. Önceki bölümde Istovan'ın suni solunum ayağına dudaklarının tadına baktığı Rinda bu sefer bilinci yerindeyken dudaklarını Istovan ile birleştirir.

    Aşk çetelesi bunla kalmaz. Amnelis ile Naris arasındaki ilişki de biz görmeyeli çok mesafe katetmiş, kızı kendine aşık edip onu kullanacak diye bildiğimiz Naris de sözümona gönlünü Amnelis'e kaptırmıştır. Kurtuluş umutlarını bu güzel adama bağlamış Parros halkıysa hayal kırıklığına uğramış, katibinin ağzından Naris'e veryansın etmektedir. Gerçi Naris'in numara yaptığı açıktır ama niye en yakınlarına bile kandırık attığı henüz bilinmemektedir.

    Seride çoook önceleri gördüğümüz Arap şeyhi kılıklı adamı da nihayet ismen tanıma şansına eriştik. Krallıklar olayı biraz sakat seride, bu yüzden Skarl isimli bu lordun iyilerden mi kötülerden mi olduğunu pek ayıramadım. Parros krallığından değil, onu biliyoruz ama Naris'e de düşman değil gibi göründü. Yanındaki küçük kızla birlikte ikisi de kan sever yırtıcı olduklarını girdikleri ufak cenkte göstermiş oldular.

    Bölüm çok dallı budaklı olduğundan konuları anlat anlat bitmiyor. Reunion denmesinin nedeni tabii ki adından da anlaşılacağı üzere bizim takımın yeniden bir araya gelmesi yani Guin efendinin dönmesiydi. Ama ne dönüş! Kılıç müsabakasındaki Istovan'ın yanına havadan uçarak ve indiği kayayı yararak gelen Guin fırtına sonrasında başına neler geldiğini hatırlamamaktadır. Bunu kimse fazla sorgulamasa da sorgulanması gereken bir durum Remus'un yaşadığı değişimdir. Çocuk dark side'a geçti bir kere ve her bölüm karakter gelişiminde sağlam yollar alınıyor. Serinin senaryo cephesindeki eksiklerini en azından böyle artılarla kapatmaya ihtiyacı var.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi