Meeting with the Wolf
Bu seri gitgide epikleşiyor. Nospherus Savaşı'nı bitirmeye niyetli olmadıkları bu bölümle anlaşıldı. Bitirmek bir kenara dursun iyice ağırdan alarak, sindire sindire anlatarak ilerliyorlar. Bu bölüm savaşın mola verdiği, iki tarafın da stratejileri üzerinde çalıştığı, masa başı işlerin ön planda olduğu bir bölümmüş gibi görünse de Guin'in başka diyarlara olan seyahati sırasında yaşadıkları ve sonucunda bulduğu Lagon ruhu, Mongol ordusuna sızmayı başaran Istavan'ın hinliklerinin yanında serinin uzun vade planlarından birini de, Istavan'ın gerçek kimliğini de inceden hissettiriyordu. Yani yukarıda hiçbir şey dönmüyormuş gibi görünürken arka planda ilerisi için onlarca temel atılıp hazırlık yapılıyordu.
Ben savaşı aceleye getireceklerini veya bir an önce sonlandırmaya çalışacaklarını sanarken senaristler iyice rahat takılıp başka bir dala atlamayı başardılar. Aslında bu rahatlıkları seyirciye de öylesine bir huzur veriyor ki. "Daha önümüzde alınacak çok yol var, hepsi sırayla" demektir Guin'i savaş halindeyken ayrı bir serüvene yollamak. Üstelik bu serüveni de yarım bölüme yayacak kadar cesur olmak, sırf aksiyona sığınmayıp Mongol ordusunu da kurguya dahil edip hikayeyi çift taraflı ilerletmek gerçekten takdire şayan. Guin Saga uzun olacak ve hep daha uzaması istenecek bir seri olma yolunda ilerliyor.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.