• Fullmetal Alchemist: Brotherhood - 9





    Created Feelings


    Geçen bölümdeki dövüşten sonra kafasındaki örümceklerle boğuşan Al abisi Edward'a trip üstüne trip koyarken Edward'ın da kolunu yeniden tamir ettirmek için Winry'e ihtiyacı vardır. Merkez kente gelen Winry kendi eksik işini Ed fark etmediği için sevindirik olurken hemen tamire koyulur. Al ise bölümün neredeyse yarısında gemi batırırken en kritik anda abisine patlar ve içinde sakladığı soruyu yöneltir. Ed kırılır, Winry küplere binip ingiliz anahtarıyla Al'ı bir güzel pataklar. Kardeşler barışır, herkes yine mutlu mesut yaşamaya devam eder. Finalde ise Scar'ın başına ne gelip Scar olduğunu ve sonrasında kimler tarafından kurtarıldığını öğreniriz. Gelecek bölümde daha çok Scar görme ve dolayısıyla aksiyon izleme şansımız enikonu artmış olur.

    Bazen cılkı çıkıyor chibinin. Bölüm neredeyse sinekten yağ çıkartma misali espri yapma çabalarına boğulmuş durumdaydı. İlk yarıda her sahnede chibiler boy gösterdi. Esprinin esprisini üretme denemeleri FMA'ya -bile- yakışmıyor. 10-11 dakika boyunca sıkıştırılmış bir serinin alelade bir bölümü gibi geldi bana. Ancak bir de ustalıklı detaylar var. Misal Al'ın tam fikirlerle cebelleştiği sırada ayağına çarpan küçük oyuncak robot iyi düşünülmüştü. Scar'ın malum olayı yaşamadan önceki halinden sonraki haline ani geçiş de harikaydı. Homunculi tayfasından uzak bir bölüm izlemek bana iyi geldi. Kardeşlerin önünde pek hedef kalmadı sanki ama Scar'ın görünmesi ve geçen bölümdeki bombacının ufak sahnesi ilerisi için ümit veriyor.

    Bu bölümle iyice görüldü ki Brotherhood'un ilk seriyle bir alakası kalmadı. Kendi ayakları üstünde duran, ilk serideki zaman dilimini kullansa da bakış açısını kökten değiştiren bir seriyle karşı karşıyayız. Son iki bölümdür mangadan direk kopyala-yapıştır tarzı çizimlerin katılması ve bu bölümde bunların iyice artması kendini tekrar eden çizimleri seyirciye sunma hatasına dönüşmez umarım.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi