• Gungrave - 26





    Twilight of the Destroyers

    Harry ile Brandon gider eski mekanlarında biraz laflarlar. Harry kendi hırsının sebeplerini ve gerekçelerini Brandon'a açıklar. Buradaki geçişler serinin yönetim başarısında önemli bir paya sahiptir. Bu sırada gelen Millennion fedailerine karşı ikisi birlikte çarpışır. Brandon'un Harry'i koruması Harry'i şaşırttığı gibi bizleri de şaşırtır.

    Brandon'un gözünden de Maria anılarını izleriz. Mika ise olay yerine doğru hızla yol almaktadır. Harry hâlâ bir anlam veremez halde Brandon'un niye kendini koruduğunu anlamaya çalışmaktadır. İçeriye atılan bombayla şuurunu bir süreliğine kaybeden Harry ise film şeridi klişesinden geçmektedir.

    Millennion'un SWAT ekipleri olay yerine gelip takribi 435126 kurşun saydırdıkları Brandon ile Harry'nin ölümünden önce kendi ölümlerini görmek zorunda kalırlar. Brandon niye Harry'i vuramadığını anlatır. Harry ise timsah gözyaşları döker benim nezdimde. Mika nihayet gelmiştir ama geç kalmıştır.



    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi