• Kurokami The Animation - 12





    Fierce Fight

    Abisiyle karşılaşan Kuro yumruklarını kuşanmış, dalmaya hazırdır. Mazinin hesabını sorarken kaç bölümdür göremediğimiz Synchro olayına girdiği Keita ile abisine bir yumruk koyar ama yerinden bile oynatamaz. Abisiyse bir fiskeyle Kuro'yu yere yapıştırır. Sümsük şekilde ağlayacakken Keita'nın sert uyarısıyla kendine gelen Kuro yeniden cesaretini toplar ve Keita'nın Tera'sını hafiften de emmeyi ihmal etmez. Tam çaresiz duruma düşecekken gelen tayfa sayesinde hemen orayı terk ederler. Steiner tek başına Reishin'e dalma zevkini kimselere bırakmaz. Excel'in koruma kalkanını bile delebilecek kadar güçlü olan Reishin'e karşı koymaya çalışırlar ama nafile...

    Fakat adaya gelen Kuraki ve yanında getirdiği, Reishin'in vakti zamanında yok ettiği Hiba kabilesinden Mototsumitaması Raiga bir anda ortaya çıkar ve Reishin'i magma tabakasına kadar yollarlar. Bol renkli ve dövüşlü bölüm de sonlanır. Seriyi bundan sonra bir 10 bölüm daha nasıl uzatacaklar merak konusu.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi