• Asura Cryin' - 1





    Asura Machina

    Her tarafı sargılı bir vaziyette borudan soluyan çocuk kim olduğunu, başına neler geldiğini hatırlamamaktadır. Yanı başındaki refakatçi kız onu telkin ederken adının Tomo olduğunu söyler.

    Bu olaydan 3 yıl sonra annesi evlendiği için kendi başına eve çıkan Tomo'nun dibinden ayrılmayan bir hayalet vardır. Misao adındaki bu şirin kızı Tomo'dan başka kimse görmemektedir. Yeni evine yerleşmeye çalışırken birden salonunda gizemli bir kadın bulur. Bu kadın Tomo'nun abisinin bir arkadaşıdır ve Tomo'ya bir çanta bırakmaya gelmiştir. Yerinden kımıldatılamayan bu çantayı aldığı günün gecesinde evine biri daha girer ve çantayı kendisine vermesi için Tomo'yu tehdit eder. Çantayı isterken "Asura Machina" demektedir. Van kedisi gözlü bu hatunun adı da Takatsuki'dir ve Tomo ile aynı okula gittikleri ertesi gün anlaşılır. Tomo her ne kadar sıkıştırsa da kızın ağzından laf alamaz. Okuldaki sürprizler bunla bitmez. Kimya kulübü başkanı olan, abisinin arkadaşını da okulda bulur. Kulübe katılması ve kendi asistanı olması dahilinde Tomo'ya çantayla ilgili bildiklerini anlatacağını söyler ama Tomo düşünmek için vakit ister.

    Okul dönüşü evine gelen Tomo ise beklemediği bir sürprizle karşılaşır ve evini basan beyazlı adamlar tarafından rehin alınır. Ama Kurosaki yeniden belirir ve Tomo'yu korumak için kendini siper eder. Lakin sürprizler bunla da bitmez, Takatsuki isimli bir grup da evi basmaya gelir. Bu hengame içinde Kurosaki'nin "çantayı aç" tavsiyesini dikkate alan Tomo ısrarlara dayanamaz ve "açıl susam" emrini verir. Çantanın içinden Asura Machina çıkar.

    Paranormal aktivitelerin de bulunduğu bir mecha çıkacak gibi bir hissiyat vererek bölüm sonlanır.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi