• Macross Plus - 4





    It's Time to End This

    Sharon’ın şovu izleyenlerin aklını başından almaya başlamıştır. Şov devam ederken arka planda Sharon hem Myung’un ifadesini almakta hem de Macross Komutanlığı’nın bilgisayarlarını ele geçirmektedir.

    Isamu Dünya yörüngesine varmıştır. Dünya yörüngesinde bulunan savunma hattını biraz ustalığını kullanarak biraz da şansıyla güç bela aşmanın sevincini yaşarken Guld bir anda ensesinde bitiverir.

    Isamu ve Guld kıyasıya birbirleriyle çarpışırken bir yandan da gevezelik etmektedirler. Bu gevezelik esnasında Guld’ın Isamu’ya neden kıl olduğunu öğreniriz. Ama çok geçmeden Guld, geçmişte yaşadığı olayda suçlunun Isamu değil de kendisi olduğunu hatırlar. Aralarında ki sorun ortadan kalkıp gökyüzünde kumrular gibi sırnaşan ikilimize Sharon’ın hakimiyetinde ki yeni geliştirilen insansız hayalet uçak saldırır. Guld artistlik yaparak Isamu’ya Myung’u kurtarmasını, hayalet uçakla kendisinin ilgileneceğini söyler.

    Isamu, Sharon’ın şarkısı yüzünden kendinden geçmiş bir halde yere çakılmak üzereyken Myung’un şarkısı büyüyü bozar ve paçayı sıyırır. Kendine gelen Isamu, Sharon’ın çekirdeği olan parçayı yok ederek bir nevi fişini de çekmiş olur.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi