• Gungrave - 3




    Rain

    Bizim tayfa, arkadaşlarının ölümünü sindirmeye çalışırken bir yandan da arkalarına bakmadan tüymeye çalışmaktadır. Şehir artık onlar için tehlikeli bir yer olmuştur.

    Harry iş bağlantıları olarak gördüğü Scott ile buluşmaya gider ama Scott daha önce yaptığı gibi yine gammaza yatar ve Deed'in elemanlarına haber verip Harry'i kıstırtır. Harry bir yumruk yapıştırır ama eli sopalı beş kişiden kaçarken de biraz yara alır. Bu sırada Mafya şimdi de Mad Dog'un peşine düşmüştür.

    Mad Dog da boş durmaz, "hazır gelmişim, tabancam çalışıyor mu bir bakayım" diyerek bir laboratuvarı basar ve Dr. Tokioka hariç güvenlik görevlisi dahil geri kalan herkesi mıhlar. Doktoru alıkoyar ve mafya adamlarının arabasına bindirir.

    Çekildikleri kanalizasyonda pineklerken Harry arkada çalan keman eşliğinde depresif takılır ve boyundan büyük işlere kalkıştığını itiraf eder. Deed'in çetesine Rambomisali pike yapmak üzere olan Brandon'u gitmemesi için uyarır. "Kralı gelse bize bir şey olmaz" soğukkanlılığındaki Brandon onu teselli eder. Yediği dayağın ve saatlerce kaçmanın etkisiyle Harry uyuyakalır.

    Yeminini bozan Brandon gidip bir Maria'yı görmek ister ama kızın amcası yine ona mani olur. Brandon'u şehirden göndermeye çalışan Maria'nın amcasıyla ilgili bir flashback görünür. Eli silahlı amca bir kadını vurmuştur ve yerde ağlayan bir bebek vardır. Flashbackini bitiren amca belinden çektiği beylik silahını Brandon'a verir. Brandon silahı alamadan ağzı burnu yamulmuş Deed olay yerinde bitiverir. Geçen günün intikamını almak isteyen Deed'i, Maria'nın amcası elinden mıhlayıp Brandon'u kurtarır... derken arkadan vurulur ve yerde can verir. Onu vuran yine piçin önde gideni Mad Dog'tur.

    Bizim çete olay yerine gelince Harry hemen af dileme ayağına yatar ama Mad Dogg onu sallamayıp Brandon'u kolundan vurur. Gaza gelip Kenny'nin silahını alan iri yarı dostumuz (Nathan) tetiği çeker ama Kenny'de yine oyuncak tabanca vardır. Sırasıyla ikisi de Madd Dog'un kurşunlarına yem olur. Brandon ve Harry de nalları dikmek üzereyken önceden gördüğümüz ağır abi (Bear Walken) intikal eder ve kapışma sonucu Mad Dog'u tahtalı köye postalar.

    Yerde kalan silahı kapan Brandon ve Harry gider Deed'i bulurlar ve onun da ecelini çizerler. Brandon'un ağzından şu sözler dökülür: "Yaşam ve ölüm, yazı ile tura gibidir."

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi