• Gungrave - 1




    Destroyer In the Dusk

    Tereddütle açılan seri, bir dış sesin iç hesaplaşmasını dinleterek başlar. Etrafı sarılmış kamyonu yaratıklardan kurtarmak için yerinden kalkan silahşor, Alucard'ınkine benzeyen silahlarıyla beyazlar içindeki gulyabanileri biçer. Kamyonda bulunan kızın adı Mika'dır. Mafyanın, kızı aradığını öğreniriz. Aynı zamanda kızın annesinin eski bir dostu olan silahşorun adı da Brandon "Beyond the Grave" Heat (kısaca Grave)'tir. Kızın annesini öldüren kişinin adı Bloody Harry (Dirty Harry demeyelim de ne diyelim acaba diye kasılmış bir isim) olarak geçer. Mafya toplantısında, arkası güçlü bir ışıkla aydınlatılmış, içi ise suratları göstermeyecek kadar karanlık salondaki konuşmadan o beyaz gulyabanilere "Orgmen" dendiğini öğreniriz.

    Silahşor nihayet kamyonun içinden çıkıp biraz yürümeye başlar. Kuyruğu gibi onu takip eden ama bandajlı bacağı yüzünden aksayan Mika'ya aldırmadan kenti turlar. Bu sırada bir harabenin önünde durup bakmaya başlar ama birden kafasını tutarak yere çöker (bir ses duymuş ya da başına saplanmış bir sancı olabilir). Sonra ikisi bir mezarlığa gelirler ve burada Mika içindeki intikam duygusunun, annesine mezar yapmayı unutturacak kadar güçlü olduğunu ağlayarak hem kendine hem de silahşora itiraf eder.

    Yeraltı tünellerindeki beyaz dev örümceğimsiler mezarlıkta ikiliyi kıstırır. Akabinde iki siyah araba birden yanaşır. İçinden bir örnek takım elbiseli, güneş gözlüklü mafya tetikçileri çıkar ve Mika ile silahşoru kurşun yağmuruna tutarlar. Silahşor sırtını siper ederek Mika'yı korur ve bir zıplamayla oradan uzaklaşır. Peşinden gelen örümceksileri de bir müddet sonra sepetler. Şimdi sırada tetikçilerin lideri, mavi kravatlı-kırmızı gözlü, insandan bozma, şaman suratlı dev vardır. Silahşoru bir süre yerden yere çalar. Sonra doktorun yolladığı silahları eline alan Grave, kurşun yağmuruna tutarak bu azmanın işini bitirir... derken azman ayaklandığı gibi ellerini silaha çevirerek Grave'i vurur. Grave vurulduğu sırada yerdeki mavi taşları görüp "Maria" diye sayıklar ve tekerlekli süper silahını alıp azmanı tuzla buz eder.

    Gönderilen çarpışma görüntüleri sayesinde "Patron"un, silahşoru önceden tanıdığını anlarız. Silahşor patrona daha önce ihanet etmiştir. Patron, Brandon'u öldüreceğine ant içer.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi