• Towa no Quon - 1


     

    45 dakikalık 6 filmden ibaret projenin ilk ayağı. Konu itibarıyla Darker Than Black'i, karakterlerin özellikleriyle biraz Ghibli yapımlarını andıran anime 2010 yılında hayatını kaybeden yönetmen Umanosuke Iida'nın elinden çıkacaktı ama Iida 49 yaşında vefat edince koltuğu BONES'un emektar yönetmenlerinden Mori Takeshi devraldı.

    Quon adındaki kahramanımız "güçleri uyanan" çocukları her fırsatta kurtarmak için kendini paralamaktadır çünkü geç kaldığı takdirde bu çocuklar ordu benzeri bir teşkilat (Kestos) tarafından etkisiz hale getirilmektedir. Kestos'un sayborglarıyla çarpışan Quon'a bu zorlu mücadelesinde Yuri de yardım etmektedir. İlk bölümde Yuuma isminde bir oğlan ile ailesi gözünün önünde can vermiş Kiri'yi kurtaracak olan Quon ezilmişlere umut ışığı veren bir kahramandır.

     
     

    İlk bölümün ardından bu animenin anlattığı dünyayla ilgili pek çok bilinmez mevcut: Fantasium Garden'da bu "özel" insanların nasıl güvende kaldıkları ve Custos isimli teşkilatın neyi hedeflediği gibi. Fakat kesin olan bir şey var ki Quon son derece klişeleştirilmiş bir halk kahramanı. Onu daha önce izlediğimiz kahramanlardan ayıran neredeyse hiçbir mevhuma sahip değil, aksine her dakika gülen yüzü ve ne olursa olsun hiç azalmayan kurtarma azmiyle tam bir rol model. DTB'nin ana fikrini neredeyse klonlayan animede en azından Hei gibi bir anti kahraman kullanılsa daha iyi olabilirmiş.

    Animasyonu üstlenen BONES namını sürdürüyor... ama yalnızca sürdürüyor. Kendi kalitesinden beklenecek düzeyde aksiyon sahnelerinde herhangi bir yenilik bulmak zor. Yanlış anlaşılmasın, elbette ki gayet kaliteli bir animasyon mevcut ama stüdyonun orta-üst düzey herhangi bir animesini izleyenler için alışılmışın dışında hiçbir gelişme yok.

    İlk bölüm itibarıyla sanki 18- kitleyi hedeflemiş gibi görünen Towa no Quon'un sıradaki üç bölümünün DVD çıkış tarihleri de açıklandı. Görünüşe göre 1 ay aralıkla bütün seriyi izleyebileceğiz.

    1. Film: 26.08.2011
    2. Film: 22.09.2011
    3. Film: 26.10.2011
    4. Film: 25.11.2011

     
     

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi