• Nazo no Kanojo X - İnceleme


    Lise çağındaki iki gencin üzerinden cinselliğe, romantizme, duygulara, korkulara, tecrübesizliğe ve bunlar gibi pek çok kemikleşmiş olguya göz atan Nazo no Kanojo X alışıldık yöntemleri elinin tersiyle iterek yepyeni, sıra dışı ve hayli garip bir anlatım sunuyor. Her karesine sembolizmin sindiği seri, salya gibi ne çok sempatik ne de çok antipatik bir vücut sıvısı aracılığıyla karşı cins ilişkilerine farklı bir boyuttan bakıyor.


     

    Terbiyeli ve sessiz oğlan karakter ile sınıfta birden kahkaha atmaya başlayan kız karakter arasında ilk bakışta görülemeyen denge seri ilerledikçe belirginleşmeye ve netleşmeye başlıyor. Bu dengede her iki karakterin de daha önce sevgililerinin olmamasının rolü çok önemli fakat ikisinin aslında birbirlerine ne kadar benzediklerini yalnızca deneyimsizliklerine bağlamak mümkün değil. Sevgilisini ıslak düşlerinde farklı rollere sokan ya da her fırsatta fanteziler kuran tek kişi oğlan değil.

    Bir oğlanın gözünden aktarılan animede hayli güçlü bir sembolizm ve metafor yağmuru mevcut. Bunlardan en barizi, hislerin karşı tarafa aktarılmasını sağlayan salya transferi. Salyanın zaman zaman yoğunluğu yüksek bir sıvı gibi çizilmesi ister istemez cinsel imaları da yanında getiriyor lakin Nazo no Kanojo X bu imaları asla kesinleştirmiyor, onları sınırlandırmıyor.

    İkinci olarak da oğlan karakterin deneyimsizliğini, daha önce sevgilisinin olmayışını aktarmak adına kız karakter için kullanılan uzaylı benzetmesi. Serinin başlarında çantasında UFO takısı bulunan, kâküllerinden gözleri hiç görünmeyen, donunda taşıdığı makası inanılmaz hızlı ve etkili kullanan kız karakter, hem izleyici hem de oğlan karakter için resmen bir "yabancı" gibi tanıtılıyor.

     

    Oysa bölümler ilerledikçe hem oğlanın hem de kızın gözünden tanımaya başladığımız kız karakterin de fantezileri, arzuları, "şekil almış yastıkla" geçen geceleri; yani cinselliğe karşı bir merakı, açlığı bulunuyor. Seri hiç çaktırmadan attığı adımlarla çok kısa süre içinde iki karakter arasındaki dengeyi, nihayetiyle birlikteyse ikisinin denkliğini vurgulayarak sona eriyor.

    Hikayesini bir oğlanın gözünden anlatmasına rağmen oğlanın kazandığı veya kızın fedakarlık ettiği türden, bir tarafın (büyük oranda kadının) diğer tarafa yaranmaya çalıştığı türden bir seri değil Nazo no Kanojo X. Cinsel eşitliği cinsellik kullanarak savunan, bir bakıma şekilli örneklerle gösteren nadir güzelliklerden biri.

    7 Görüş:

    1. Can sıkıntısından yeni bazı gruplar tarafından çevrilmekte olan serilere şöyle bir göz atınca rast geldiğim çok ilgimi çeken bir anime idi. Ancak her ne kadar ilgimi çeksede çok fazla izleyemedim.

      İnceleme yazın tekrar alevlendirdi bu animeyi izleme isteğimi :)

      YanıtlaSil
    2. Maalesef animeyi bir türlü türkçe alt yazılı bulamadım bu yüzden ingilizce altyazılı olarsk izledim ama yine bende yaptığı çağrışım cinsel değil tam aksine 2 karşı cinsin tecrübesiz yola çıkarak birden ikisinde büyük bir duygusal ilişki yaşadığı oldu.NOT=Eğer türkçe olarak izleyece bileceğim bir site varsa söylermisiniz.

      YanıtlaSil
    3. Seriyi haftalık blogladığım için ara ara yaptığı yorumlar nedeniyle sadece Kusogaki'nin çevirdiğini biliyorum. Ona da buradan ulaşabilirsin (http://www.animemangatr.com/forum/tamamlanmis-calismalarimiz/4965-nazo-no-kanojo-x-13-13-a/)

      YanıtlaSil
    4. http://www.turkanime.tv/ buradan izleyebilirsin.

      YanıtlaSil
    5. şimdi sorum:
      kızın salyası eleman kıza aşık olugu için bağımlı yaptı ilk bölümden anlıyoruz. ama madem kız da aşık erkeğin salyası neden kızı bağımlı yapmıyor. sırf bu iklemden dolayı animenin sonlarına kadar bu kızda var bi i*nelik diye düsündüm

      YanıtlaSil
    6. Salyayı bir bağımlılık gibi değil de kişinin sevgisini gösterme biçimi gibi düşünmüştüm. Salyayı yutan taraf, karşıdakinin hislerini tamamen anlayabiliyordu. Yani salya aslında bir bakıma o kişinin en değerli sırrını muhafaza ediyordu. Kızın da oğlanın salyasını tattıktan sonraki değişimi bölümlerde veriliyordu; şekil almış yastık gibi :)

      YanıtlaSil
    7. söylediklerinde haklısın ama ilk bölümde oğlan yatağa düşüyor bağımlılıktan o yüzden kız ona her gün salya veriyo. ama kız oğlanın salyasını tattıktan sonra böyle bir şey yaşanmıyo. düşündüğüm tek şey aralarındaki kişilik farkı.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi