Yeni sezonda başlayan animelerin ilk bölümlerini izledikten sonra hangilerini takip edeceğime dair izlenimlerimin yer aldığı yazıda hayranlarının merakla beklediği Fate/Zero, bir tuhaf gençlik komedisi Kimi to Boku, çorba olmak üzere karambole gelmiş Kyoukai Senjou no Horizon, aşırı hiperaktif Maji de Watashi ni Koi Shinasai! ve gözlere masaj yapan Tamayura: Hitotose serilerine yer veriyorum.
Fate/Zero
Kimi to Boku
Efemine Shun, sınıf başkanı Kaname ve yakışıklı ikizler Yuuta ile Yuuki küçüklükten beri birbirlerini tanımaktadırlar. İlk bölümle birlikte bu tanışıklığın köklerine inmeye çalışan seri her ne kadar "K-On'un erkekçesi" gibi görünse de yerinde sayan temposuyla bu benzerlikten kolaylıkla sıyrılıyor. Açıkçası ağır tempo ve durağan espriler benim hoşuma gitti. Karakterlerden Kaname'nin gruba liderlik etmeye çalışması, ikizlerin her fırsatta onunla dalga geçmeleri ve Shun'un saflık ile aptallık arasındaki zekası belli karakter profillerini tamamlıyor. Bu gruba ilerleyen bölümlerde yarı Japon olan Chizuru'nun da katılacak olmasıyla herhalde bilindik bir kanka hikayesi izleyeceğiz. Projenin arkasında J.C. Staff'ın olduğu düşünülünce 0-1 ile sezona başlayan Kimi to Boku'nun şimdilik oldukça iyi bir iş ortaya çıkardığını söyleyebilirim. Az espriyle öz güldüren, ağır ama keyifli bir seri havası veriyor.
Kyoukai Senjou no Horizon
[Horizon in the Middle of Nowhere]
Uzak bir gelecekte, insanlar tahrip olmuş Dünya'yı terk etmiş ve daha nicelikli bir dünya olan Tenjo'ya yerleşmişlerdir. Lakin Tenjo ve nedensellik ilkesi bir savaş sırasında çöker ve insanlar da Shinshu bölgesi hariç yaşanamaz bir gezegene dönüşen Dünya'ya geri dönerler. Shinshu herkesin sığacağı kadar büyük olmadığı için insanlar bu bölgeyi klonlar ve paralel dünyada "Juso Sekai"yi yaratırlar. Tenjo ve nedensellik ilkesini yeniden inşa edebilmek için insanlar M.Ö. 10000 yılından itibaren tarihi yeniden türetmeye başlarlar. Bu süreç devam ederken M.S. 1413 yılında Shinshu'da bir savaş patlak verir ve Juso Sekai bizim bildiğimiz dünyanın içine çöker.
Şimdi bu konuyu okuyunca bir bilim kurgu harikası izleyebilme ihtimaliyle insanın iştahı kabarıyor lakin Sunrise geliyor ve adeta orta yerinden hikayenin içine daha ilk bölümden ediveriyor. Böylesi bir hikaye varken neredeyse 50'ye yakın karakterle baş ağrısı veren ilk bölüm o kadar aksiyona rağmen öylesine sıkıcı ki bir ümitle beklediğim seriyi değil bloglamak, takip bile etmeyeceğimi garantiliyor. Bilgisayar oyunlarına benzeyen anime arayanlar için iyi bir seri olabilir gerçi.
Maji de Watashi ni Koi Shinasai
[Majikoi ~ Oh! Samurai Girls!]
Tanıtım metninde yer alan "Yetişkinlere yönelik romantik simülasyon oyunundan uyarlanan komedide Yamato Nanoe isimli bir oğlan etrafını saran savaşçı kızlarla dolu bir okuldadır." ifadesinin içini boşaltan bir açılışla seri başlıyor. OP'ye yer vermeyen ED'yi ise senaryoya dahil eden ilk bölüm aralıksız bir aksiyon sunuyor. Açılış bölümünden ziyade daha çok bir kapanışı andıran bölümün seriye dair bana anlattığı tek şey Kawakami isimli akademideki mücadelelerin dövüş sanatları ve savaş stratejileri üstüne kurulu olduğu. Bölümün başından sonuna kadar süren bu aralıksız aksiyondan ve temeli pek kaygan görünen stratejilerden oldukça sıkıldığımı söyleyebilirim. Bölümün her saniyesine tam bir karambol hakim. Kimin kimi neden ve nasıl yendiğini anlamadım, bir noktadan sonra anlamam gerekmediğini anladığım için de dikkatli takip etmedim. 12 bölümlük serinin ilk haftası saf aksiyon arayanlar için bir müjde olabilir ama ben büyük ihtimalle bu karambolü takip etmeyeceğim.
Tamayura: Hitotose
Liseye başlayacağı için Takehara/Hiroshima’ya taşınan Fu Sawatari etrafında şekillenen hikayede, babası vefat eden Fu 5 yıl aradan sonra ilk kez Takehara’ya dönmüştür. Fotoğraf çekmekten hoşlanan Fu ne zaman babasının Rollei 35S kamerasını eline alsa derin düşüncelere dalıp gitmektedir. Utangaç Fu’ya yeni arkadaşlar edinmesi için çocukluk arkadaşı Kaoru Hanawa destek vermektedir.
İlk bölüm şimdiye kadarki sonbahar sezonunda ufak bir sürpriz gibi, çok büyük değil belki ama yine de hiç yoktan iyidir. Karakterler şirin, tatlı, sevilesi. Croisee'nin de senaristliğini yapmış Satou Jun'ichi bu kez serinin tamamını ele geçirmiş. Hem eser sahibi, hem yönetmen, hem de senarist koltuğunda. Sade tonların hakim olduğu müzikleriyle insanı dinlendiren bir yapıya sahip olan Tamayura naif, sakin ve dingin bir anime. Fotoğraf sanatını kullanıp bir parça da sembolizm yapabilirse kötü başlayan sezonda adından söz ettirebilir. Yazıp yazmama konusunda kararsızım.
Spoiler bombası olduğu için üstteki yorumu kaldırdım. Spoiler vereceksek bile en azından öncesinde bir uyarı koyalım.
YanıtlaSil