• Kakumeiki Valvrave - Fragman - Konu



    Yaşanan gelişmeler nedeniyle insan nüfusunun %70'inin uzayda yaşadığı bir çağda, iki büyük güç olan DMPF ile ARUS'un haricinde bir de tarafsız kalarak ekonomik açıdan gelişmiş olan Jiouru isimli bir ulus bulunmaktadır. Jiouru'da yaşayan Haruto Tokishima adındaki genç bir lise öğrencisi, DMPF saldırısı sırasında insana benzeyen gizemli silah "Valvrave"i karşısında bulur.

    Yönetmen: Matsuo Kou

    Fragman

    1 Görüş:

    1. Şahsen ilkbahar sezonuna dair en büyük beklentiler içinde olduğum yapım. Gece kuşağında yayınlanacak olması ve Sunrise'in Gundam'ın 35. yılı öncesi bir tür prestij serisi olması sebebiyle ortalamanın çok üstünde çizimler ve müzikler dışında da beklentiye girebileceğimizi düşünüyorum. Serinin 2 Ending şarkılı olarak planlanması bana başta yumuşak başlayan serinin ileride grimdark'laşabileceğini de düşündürtüyor.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi