• Ginga Kikoutai Majestic Prince



    Yeni kaynaklar için uzaya çıkmış insanlık etrafında şekillenen hikayede, genetik mühendisliği araştırmalarındaki ilerlemeler insanlığın bu yeni ortama adapte olmasına ve başkarakter Izuru gibi evrimleşmiş insanların çoğalmasına fırsat vermektedir. Izuru insanlığı koruma görevini yerine getirmek için Gurantseere adındaki akademi şehrine gelir.

    Yönetmen: Motonaga Keitarou

    Fragman

    1 Görüş:

    1. Serinin karakter tasarımcısı Hisashi Hirai benim oldukça sevdiğim bir tasarımcı ve Infinite Ryvius, Scryed, Gundam SEED, Soukyuu no Fafner ve Kurogane no Linebarrels serilerden sevdiğim birçok karakteri tasarlamış birisi. Öte yandan çok da chibi kullanmamasıyla hatırladığım Hirai'nin bu seride "teen angst" çizgisinden uzaklaştığı farkediliyor. Bu serinin de Macross Frontier'deki gibi gözümü feci yoran pew pew'lerle dolu olmamasını ummak istiyorum. Başka da bir beklentim yok.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi