• Uchuu Kyoudai - 18+19



    Yine kafa gezdiren, boş gezenin boş kalfası gibi ortalarda dolaşan, amaçsızmış gibi görünen iki bölüm. Oysa Mutta ve Kenji üzerinden nefis karakter gelişimleri yapılması ve buna bağlı olarak aidiyet duygusunun işlenmesi esas ön plana çıkan konular.

    Haftalardır 3. testi izliyoruz ve açıkçası ben bundan hiç şikayetçi değilim. Hatta gelecek hafta artık sinir bozucu karar anına geçilecek ve iki kabindeki 10 kişiden eleneceklerin olması benim canımı sıkıyor. Gerçi seriyi tanımlayacak bir arc geride kalmış olacak. Her biri tamamen farklı geçmişlere ve huylara sahip insanlar aynı amaç doğrultusunda bir araya geldiler ve Mutta aracılığıyla biz de onların hepsine, en azından Kabin A'dakilerin hepsine yakınlaşma fırsatı bulduk.

    Belli ki Kenji daha uzun süre bizi terk etmeyecek. Kızına geri dönmek için yaşadığı tereddütleri geride bıraktıktan sonra giderayak bile olsa kabindeki insanların birbirleriyle etkileşime geçmelerini sağladığı için JAXA onu bırakmayacaktır.

    Öte yandan Mutta'nın karamsarlığı beni benden alıyor. Yeşil kart dalgasına uyanana dek kafasının içinde savaştığı örümcekler artık gelecek haftaki elenme etabının etrafını örmeye başladılar. Bu seçimin çok az değeri olduğunu hepimiz biliyoruz; sonuçta esas kararı verecek olan JAXA'nın kendisi ama yine de grubun kararını ben de Mutta gibi merak ediyorum. Sanki beklediğimiz türde bir sonuç çıkmayacakmış gibi düşünüyorum.

    Ayrıca ergenlik çağında "kafa dengi" bir arkadaş bulamamış Mutta'nın nihayet kendini ait hissettiği, aynı konularda kendisi kadar bilgili ve ilgili insanları kaybedecek olmasından dolayı da üzülüyorum lakin her ne kadar Kabin A'da öyleymiş gibi görünmese de bu bir yarışma ve maalesef herkes bu yarışmayı kazanamıyor. Mutta ve Kenji sanki öyle ya da böyle (oylamayı kazanmasalar bile) cepte gibiler ama Serika'dan çok da emin değilim. Kabin A için Nitta (kapı gibi olan eleman) sanki herkesten bir adım öndeymiş gibi geliyor. Kabin B içinse Kenji mutlaka kazanacaktır diye düşünüyorum. Bakalım, şans meleği Mutta'nın yanında olacak mı.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi