Yenilip yutulması çok zor, en azından hazmedilmesi imkansız sahnelerine rağmen Jormungand silah ticareti ile kullanımının sosyolojik ve felsefi boyutlarına eğilmeye çalışıyor. Uzman tetikçilerin kısa mesafelerden hedefi (lastikler) tutturamayıp aksiyonun devam etmelerini sağlamaları bölümün süresini doldururken Koko'nun empati kurdurmaya müsait manifestoları da Jormungand'ın, muadili ve/veya atası olarak kabul edilen Black Lagoon'dan farklılaşmasına yol açıyor.
Bu tarz bir bölümsel anlatımın seçileceği çok aşikardı. Koko ve tayfası her bölümde yeni düşmanlarla sıcak temas kuracak, bir süreliğine güzel aksiyon sahneleri çıkaracak ve sonunda da elbette ki kazanacaktı. Bu sürecin ilk sezon boyunca devam edeceği de çok belli. Fakat serinin yalnızca bu taktiği uygulayarak oyalanmadığını görmek güzel. Koko'nun "modern aziz" deyimleri ve dünyadaki silah dağılımının oranlarını açıklaması, serinin Koko'yu ve etrafındaki diğer karakterleri nasıl konumlandırdığını gösteriyor.
İlk bölümde Jonah'ın merak edip neden Koko'nun emirlerini uyguladığını Lehm'e sormasını hatırlayalım. Her ne kadar bizimle paylaşılmamış olsa da Jonah'ın çatıdaki duvarın ardından dinlediği konuşmada bu sorunun bir cevabı verildi. Gerçi "modern azizler" açıklamasından sonra bizim tahmin etmemiz de hiç zor değil. Belli ki ekipteki herkes Koko'yu ilahi bir figür olarak görüyor.
Alıntı yaparsam "Şehirde, aksiyon filmi çekecek kadar terör estiren" Koko ve adamları istediklerinde polisi veya orduyu kontrol edebilecek güçteler. Hepsinden önemlisi ise düşmanlarının hep bir adım önündeler. Gerektiğinde CIA ajanını bile alt etmeyi başaracak kadar işini bilen Koko, intikam ateşiyle kendisini öldürmeye gelen Chinatsu'nun bile ne zaman ve nereden saldıracağını bilecek kadar zeki. Dolayısıyla serinin şimdilik elinde tuttuğu en büyük koz, en az onun kadar zeki ve yetenekli bir düşmanı Koko'nun karşısına çıkarmak olacaktır. Bunu da büyük ihtimalle 2. sezonda göreceğiz.
Dizi, Nicolas cage ın efsanevi Lord of War filminden esinlenmiş....:D
YanıtlaSil