Bu bölümde sahne tam anlamıyla Seven’ındı. Bir önceki bölümde bunun ipuçları verilmişti ama ben bu kadarını beklemiyordum. Kakeru resmen ikinci plana atıldı. Şimdilik. Güzelde oldu. Çünkü batı yakasında yeni bir şeyler yoktu bu bölümde. Parkta Kakeru ile antreman yapan Seven’ın gerçek gücü ortaya çıktı. Amerikan takımıyla yaptıkları maçta Seven bir nevi Araki’nin dişi versiyonu oldu çıktı. İki gol atıp bir de asist yapan Seven, spikerin nevrini döndürdüğü gibi bu haliyle açıkçası baş karakterimiz Kakeru’dan daha iyi bir oyuncuydu.
Görünen o ki serinin temeli Kakeru’nun ve Seven’ın hedeflerine ulaşması üzerine kurulacak gibi. Açıkçası bu durum beklediğim bir olgu değildi. Standarda alışmıştım bu konuda. Şimdilik tek sorun maçların iyi anlatılamaması gibi görünüyor bana. Geriden gelip kazanmanın keyfi ayrı bir güzel olsa da devamlı aynı durumu kullanmak sıkıcı olabiliyor.
Birleşik takımın kampında eğlenceli bir görüntü çizildi bize. Araki’nin dietiyle ilgili sahneler komik olmakla birlikte röntgencilik yapan ergen grubunu izlediğim(iz) anime sayısını açıkçası unuttum ben. Kamp kısmını kısa tutup, şöyle 3-4 bölüm sürecek heyecanlı maçlara geçsek daha bir güzel olacak…
Bir de mangasını okusan, aradaki farkın cok buyuk oldugunu ve insanın animeden nefret etmeye basladıgını fark edersin. :D Kolay gelsin sana :D
YanıtlaSilBu seriyi yazabilmek için nefret etmemem lazım.:)
YanıtlaSil