• Higurashi no Naku Koro ni Kira - 4



    Higurashi projesinin namına leke süren bu rezil OVA'ların son bölümüne ufak bir hamleyle durumu kurtarma gayreti hakim. Arka arkaya üç tane felaket 30 dakika izlettikten sonra açıkçası bu bölümdeki moe patlamasının bile cinsellik amaçlı olduğunu düşünmek istiyorum. Elbette ki öyle bir hedef güdülmemiş ama insanın sinirleriyle oynayınca her türlü paranoyaya kapılması çok normal.

    Rei'de olduğu gibi yine asıl projeye (iki sezonluk seri) atıfta bulunan bu OVA bölümü bir kez daha paralel dünyalardan medet umuyor ve aslında bakarsak çok da fena bir iş çıkarmıyor. Rika'nın küçüklüğü ile Rika'nın buluşması zamanda bir kırılma yaratmıyor çünkü küçük Rika aynı zaman çizgisinden değil, paralel bir dünyadan ışınlanıyor. Kendi içinde sunduğu minik esprilerle ciddiyetten biraz uzaklaşan bölüm bu berbat OVA dörtlemesindeki açık ara en iyi bölüm olmayı rahatlıkla başarıyor... rakibi olmayan atletin birinci gelmesi gibi.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi