Post-apokaliptik bir dönemde geçen seri, ilk bölümü itibariyle ana karakterimiz Takeru’nun yarış tutkusuna odaklanmaktadır. Deli dolu çağlarındaki Takeru, kankaları Bismarck ve Kazuma ile birlikte üç tekerli motorunu yaşadıkları yer olan Eden’in en büyük yarışı tünele hazırlamaktadırlar. Asıl yarıştan önce bir motosiklet grubu lideri olan Taira ile kapışmaları sırasında motosikletin motoru patlar. Olay bununla da kalmayıp yangın çıkarttıkları için üçlü bir nevi topluma hizmet cezası diyebileceğimiz ceza alırlar.
İlk bölüm itibariyle serinin gözüme çarpan en iyi yanı tutarlı bir karakter çalışması yapılmış olmasıdır. Ayrıca motosikletin insanda çağrıştırdığı asilik ve özgürlük kavramlarının adı freedom (özgürlük) olan bir serinin ana karakterinin motosiklet tutkusuyla izleyiciye yedirilmesinden daha doğal bir durum düşünemiyorum. Eden vatandaşlarının her birinde bulunan uyarı ve mesajların iletilmesini sağlayan bileklik olayı çok iyi düşünülmüş. Bu bölümde gördüğümüz en korkak karakter Bismarck, en sempatiği ise Alan oldu. Ufak bir olayda ana karakterlerin ceza alması ve bu cezanın Sovyetler zamanındaki gibi puslu camlar ardındaki kişilerce verilmesi izleyici de hemen bir totaliter rejimin varlığını hissettirerek, sağlam bir şekilde olay örgüsünün yapıldığını gösteriyor. Birinci bölüm itibariyle şablona uymayan tek nokta bana göre karakterlerin çizimleri olmuştur. Biraz daha japon vari olsaydı keşke… Bölüm sonunda Takeru’nun tek başına, ceza olarak verilen uzay görevini yaparken dış yüzeye çarpan cisimden çıkan mesaj konunun nereye gideceği ile ilgili açık bir ipucu vererek sis perdesinin aralanmasını sağlıyor.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.