15 yaşındaki fahişe Rune Balot bu rezil yaşamdan kurtulmak için yanındaki adamdan (Shell) medet ummaktadır. Karşılığında yalnızca sevgi isteyen Balot, Shell'in cinsel isteklerine karşı koymaz ancak adamın tatmin edilemez egosu Balot'un sonunu getirir. Kilitlendiği araba patladığında Doktor Easter ve ufak bir fare olan sadık yardımcısı Oeufcoque Penteano kendisine yardım elini uzatır. Balot'un bir seçim yapması gerekir: Ya Doktor'un vereceği inanılmaz gücü kabul edecek ya da ölmeyi tercih edecektir. Ordunun araştırma-geliştirme departmanının eski bir mensubu olan Easter ve onun icatlarından biri olan Oeufcoque sayesinde Balot'un intikam/sevilme macerası başlar.
Yönetmen koltuğunda daha önce hiçbir yapımını izlemediğim Kudou Susumu oturmakta ama esas önemli olan yazar koltuğu. Chevalier ve Fafner gibi nitelikli animeleri yaratan Ubukata Tou'nun hayli yenilikçi fikirleriyle hayat verdiği Mardock Scramble dünyası bir üçleme olarak düşünülmüş. Yer yer Ghost in the Shell'i anımsatan teknolojik detaylar, birçok post-apokaliptik yapıma nal toplatacak düzeydeki yaşam koşulları, cyborglar, icatlar ve hepsinin bir araya gelmesiyle oluşan gotik/depresif atmosfer.
Mardock Scramble hayli titiz çalışıldığı belli olan animasyonuyla bu atmosferi şimdilik çok iyi kotarmış gibi görünüyor. Evet, 65 dakikalık ilk bölüm boyunca temponun düştüğü belli sekanslar mevcut ama girizgah açısından bakarsak görevini yerine getirmeyi başaran bir ilk bölüm ortaya çıkmış.
Filmde belli bir kodlama hemen göze çarpıyor. Balot, Shell, Mr. Boiled, Easter, Oeufcoque gibi terimlerin hepsi "yumurta" etrafında dönüyor. Elbette ki şimdilik bu yumurtanın içinden ne çıkacağını kestirmek güç. Öte yandan film boyunca işlenen Balot ve Oeufcoque ilişkisi bana oldukça ilginç geldi. Yaşadığı travmalardan sonra mantıklı düşünme yetisini kaybeden Balot ve onu yalnızca ikaz eden, bir nevi mantığının gerçek sesi olmayı deneyen Oeufcoque. Filmin büyük çoğunluğunu bu ikilinin götürdüğünü düşünürsek de başarılı bir iş çıkarılmış diyebilirim. Hele ki Balot'un sevgi dilendiği sahnelerde küçük farenin söyledikleri gayet incelikli yazılmış metinlerden biriydi.
Mardock Scramble izlemesi kesinlikle keyifli bir anime ama şimdilik daha ötesini sunabilmiş değil. Başta kahramanı ve onun mazisi olmak üzere birçok cüretkar içeriğiyle, elinizi sallamadığınızda bile suratınıza çarpan örneklerinin aksine kendini şimdilik biraz gizlemeyi yeğlemiş.
Yapım aşamasındayken haberdar olduktan sonra uzun süre çıkmasını bekledim. Yazından sonra da başka söze hacet kalmamış bana. Hakkında bahsetmek istediklerime tarafından redaksiyon yapılmış gibi keyiflendim okurken. Ne yazarından, ne gotik/depresif atmosferinden, ne kodlamalarından, ne başka ''ne''lerinden eksik bırakmamışsın.
YanıtlaSilFilmin yeni teknik animasyonu da harika hazırlanmış gerçekten. Konusunun yörüngesinde ciddiyetle cüretkar olabilen yapımları görmeyi ben seviyorum. Geniş kitlelere hitap ettiğini lafa bırakmıyor hiç değilse.
Ayrıca bildiğin üzere ikinci filmde yeni yayınlandı. Seneye bu dönemlere anca izleriz sanırım. Combustion [url=http://m-scramble.jp/combustion/pv.html]PV[/url]
Animasyonu ben de oldukça beğendim. Hem bir anime olduğunu derhal kanıtlıyor hem de dezavantaj gibi görünen süresine rağmen bir film standardı yakalamak için gereken ne varsa kullanıyor. Gerçi Redline'ın dumanı hala tüterken beni kendine hayran bırakmadı ama zaten çok az izleyebildiğimiz filmler arasında rahatlıkla bir yer edindi.
YanıtlaSilBen de uzun süredir beklemeye almıştım bu üçlemeyi. 2. filmi dediğin gibi herhalde seneye bu zamanlarda izleriz. Expo 2012'den sonra ancak internete uğrar.
Orası öyleymiş, burası böyleymiş falan anlamam ben :) Tipik Kite + Battle Angel Alita bileşiminden ortaya karışık bir kopya sallamışlar hepitopu o. 98 yapımı Kite ve 93 yapımı Battle Angel yarattığı atmosfer bakımından Mardock'u havada karada birer ebeveyn edasıyla bağrına basar...
YanıtlaSil