• Mawaru Penguin Drum - 5



    Biraz alt metin, biraz ilerleme ve yine bolca gizem. Hiç cevap vermeyip soruları sürekli çoğaltan Penguen benim için hala kapalı bir kutu. Başlamadan önce de hakkında hiçbir şey bilmediğim seri şu 5 haftalık süreçte herhalde %1'lik kısmını açık etti. Böyle ilerlemesi ve vakti gelince muhteşem bir aydınlanma periyoduna girmesi en büyük dileğim. Tüm bilinmezlere rağmen izlemesi çok keyifli.

    Geçen hafta kısacık bir sahnede görünen Natsume Masako belli oldu ki epey bir süre ekrana gelecek. Merdivenlerden itilen (öldüğünü varsayıp yanıldığım) kızın hafızasını bir güzel silmekle işe başlıyor. Penguen işaretli bir top ve tuhaf bir lazer silahıyla Asami'nin kazaya dair hatırladıklarını, büyük ihtimalle de gün yüzüne çıkmalarını istemediği delilleri hemen yok ediyor. Kanba da amcasının getirdiği felaket haberine, üstünde penguen işareti bulunan bir zarfla çözüm buluyor. Her tarafta dolanan ve bir şekilde insanlara yardım eden bu penguenlerin ister istemez bir örgüt, bir gruba dahil olduğunu düşünüyorum. Sanki insanların kaderlerini değiştirebilen, onlara yardımcı olan bir organizasyon gibiler.

    Bu bölümde sevdiğim en önemli nokta Takakura ailesinin geçmişinin anlatıldığı dakikalardı. 9 yıl önce şiddetli bir fırtına sırasında çok ağır bir hastalığa yakalanan Himari'yi kurtarmak için Kanba ile babası birlikte yollara düşüyorlar. Ambulans bulunamayan o fırtınanın sonunda yine Kanba'nın babasının sırtında bir penguen işareti beliriyor. Kanba sanki bu dizinin asıl kahramanı gibi. Etrafındaki hatunlar, seneler evvel kardeşini kurtarması, bu hafta bir kez daha kurtarmak için yollarda sürüklenmesi... Sanki her şey bu çocuğun etrafında dönüyormuş gibi.

    Ringo'nun da Prenses'i görmesi yeni gelişmelerin müjdecisi olabilir. Ringo bu ailenin yaşantısına daha fazla girecekmiş gibi görünüyor. Özellikle de bölüm sonunda gözleriyle şahit olduğu diriliş sonrası herhalde günlüğünü paylaşmaya yanaşacaktır.

    Anime o kadar tuhaf bir anlatım tarzına sahip ki boş atıp dolu tutmaya çalışmaktan öteye gidemiyorum. Yine de harika OP ve ED'si (özellikle de ED) ve canı istediğinde ortaya koyduğu animasyon gücüyle (Kanba'nın kamyonu takip sahneleri) yılın farklı yapımlarından biri olmayı şimdiden hak ettiğini düşünüyorum.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi