• Natsume Yuujinchou - Sezon 1



    4 Temmuz'da başlayacak 3. sezondan önce bu seriyi izleyip günceli yakalamak istedim. Natsume Yuujinchou çok naif ve sade bir şekilde basit insani duygulara odaklanan bir anime. Aktarılan hikayelerin ve bu hikayeleri oluşturan renkli karakterlerin eşliğinde sakin ve duru bir anlatım yakalayarak izleyiciyi rahatlatıyor. Bölümler arasında -neredeyse- bir bağ bulunmadığından ne hemen izleyip bitirme paniği yaşıyorsunuz ne de önceki bölümlerle araya koyduğunuz süre içinde unuttuklarınızı önemsiyorsunuz.

    Animenin konusu oldukça basit: Natsume'ye büyük annesinden bir defter kalır. Bu defterin içinde büyük annesinin bir zamanlar kölesi yaptığı ruhların isimleri bulunmaktadır. Ruhlar artık Natsume'nin kapısını aşındırıp isimlerini geri istemektedirler. Natsume'ye akıl hocalığı yapansa afişte görülen Nyanko ismindeki bir kedidir (çoğunlukla kedidir).


    Bu konu son derece sıradan görünse de serinin öne çıktığı nokta da bu. Yer verilen hikayeler tek taraflı olmaktan çok uzak, bunun yerine -neredeyse- tarafsız bir yaklaşım sergilenmiş. İnsan olan Natsume ile ruhların başlarından geçenler sonucunda her iki tarafın da birbirine öğrettikleri bazı dersler oluyor.

    Her bölüm bir şekilde mutlu sonla kapatılsa da serinin melankolik bir yapısı her daim mevcut. Çok basit bir "teşekkür ederim" veya "merhaba"nın bile ne kadar önemli olduklarını yerinde bir empatiyle göstermeyi başaran anime tüm bu övgülerime rağmen maalesef pek de yaratıcı fikir(ler)e sahip değil. Birçok bölümde zaten daha önce defalarca gördüğüm temaları yeniden izlemek, hem de bu kadar düşük bir tempoyla izlemek bende narkolepsiye yol açmak üzereydi ki nasıl oldu bilmiyorum seriyi bitirebildim.


    Ağır tempolu animeler izlemeyi sevenler için bile -bence- çok ağır bir anime olan Natsume Yuujinchou biraz daha kısıtlı bir kitleye hitap ediyor ama bu demek değil ki kötü veya kalitesiz bir animedir. Anlattığı konuların çok özgün olmamaları bu serinin en büyük eksiği değil, en büyük eksiği müthiş ağır temposu. Özellikle fazla aksiyon olmayan bölümlerde izleme motivasyonunuz ister istemez düşüyor, bir anda uyku bastırabiliyor. Yine de sakinliğini sonuna kadar koruyan bu seriyi özellikle izlerken kafa dinlemek için bir anime arayanlara öneririm.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi