• Highschool of the Dead - OVA



    Evet, saygıdeğer ergenler ve ergen kalmış yetişkinler. Beklediğiniz OVA kapınıza geldi! Meme kenarına, kalça kenarına ipten bikiniler geçirilir, lezbiyen/ensest/sado-mazo sahneler çekilir, 12 dakikada teslim edilir... Yok ya, bu başka bir şeyin sloganıydı.

    Zombilerden kaçan grubun ve de serinin salaklık seviyesi belli olsun diye karakterlerin adaya nasıl düştüklerinin anlatıldığı sahnelerle başlayan bölüm bir süre daha salaklığını devam ettirip "asıl meseleye" geçiveriyor. Ortanca yapraklarını yakıp balıkları pişirmek isteyen grupta herkesin kafası çiçeğin kokusundan "güzelleşince" hepsi birden tribe giriyor ve pornografik halüsinasyonlar görmeye başlıyorlar. Her biri iki kafa büyüklüğünde memeleriyle kızlar içlerindeki porno yıldızları ortaya çıkarıyor, erkek karakterlerimizse süpürgeye ve zombilere talim ediyorlar. Eh, ikinci sezon da çıkacakmış Eylül gibi. Onu da Hentai yapsınlar da birkaç kişinin sivilceleri coşsun bari. Şaka şaka, sivilce yapmıyormuş...

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi