• Baka to Test to Shoukanjuu OVA - 2



    Önce baştan söyleyeyim, ilk bölümün yarısı kadar bile komik değil. Gerçi summonların başrole geçtiği böyle bir bölüme ihtiyaç vardı ama 2. OVA'yı tamamen bu konuya ayırmak bölümün temposunu çok sıradanlaştırmış. Aki ve Yuuji çift olup büyük savaşa giriyorlar ve F sınıfını hak ettiği yerlere taşımaya gayret ediyorlar. Tabii Aki'nin derdi sınıfın parlak kızı Himeji'nin A sınıfına transferini engellemek. Yuuji'nin ise her zamanki gibi başka planları var. İlk bölümün aksine neredeyse sadece bu iki karaktere odaklanınca Baka'nın o güzelim rengarenk kadrosu çok az fırsat buluyor. Ninja Pervert bile ancak bir sahnede kan şov yaparak güldürmeye gayret ediyor ama maalesef çok başarılı olamıyor.


    Bölüm sonu canavarı niyetine geçen bölümdeki zibidi ikiliyi getirmeleri iyi olmuş. Eğlenceli birkaç sahneye sahip OVA'da yine bildiğimiz espriler tekrarlanmış ki beni en çok korkutan da bu. Temmuz ayında çıkacağı duyurulmuş 2. sezon için acaba bu tekdüze tutum devam eder mi yoksa -dilerim- başka espriler bulup yine ilk sezonun tadını yakalayabilirler mi? Sonuçta köprü vazifesi taşıyan OVA'lardan ilki vasatken bir anda parladı. İkinci bölüm o kadar sıkıcı ki ilk bölümün herkese eşit süre ayırmaya çabalayan yönetimi şimdi gözüme daha güzel görünmeye başladı. Neyse efendim, artık Temmuz'u bekleyeceğiz ama ilk sezonun hatırına bu sefer kendilerini aşmaları gerekmekte. Umarım başarırlar.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi