• İzlenimler - TEMMUZ - Amagami SS, Mitsudomoe, Ookami-san to Shichinin no Nakama-tachi, Sekirei: Pure Engagement


    Amagami SS

    Hiraike Yoshimasa'nın yönetmenliğinde ekranlara gelecek seri çok belli etmese de Harem türünün bir başka örneği olacak. Genç Jun'ichi 2 yıl önceki Noel gecesi bir kız tarafından ekilmiştir. Bunun acısını henüz üstünden atlamamıştır ama okulun en popüler kızı Morishima Haruka ona biraz samimi davranınca artık yeniden sahalara dönmeye karar verir. Jun'ichi çok nazik bir delikanlı olduğu için muhtemelen seri boyunca epey kızla çıkma şansını yakalayacak. Serinin lise çağındaki gençlere yönelmesi hoşuma gitti. Deneyimsizlikten gözleri dönmüş çocuklar yerine karşı cinse yaklaşmadaki ürkekliği taşıyan gençleri ön plana çıkartıyor. Naif bir atmosferi var ama haftalık tempo gerektirir mi henüz emin değilim. 2. bölümü izledikten sonra kesin kararımı vereceğim.

    Mitsudomoe

    Birkaç veledin öğretmenlerine hayatı dar ettikleri daha kaç seri/film izleyeceğiz bilemiyorum ama Mitsudomoe bu tarza baş koyarak en temelden yolunu çizmiş oluyor. Mitsuba, Futaba ve Hitoha kardeşlerden oluşan çetenin işkence ettikleri hocanın ismi de Yabe Satoshi. Genç öğretmen kariyerinin başında böyle bir sınıfa düşüyor ve üçü de birbirinden ruh hastası kızların eziyetlerine maruz kalıyor. Daha OP'sindeki jenerikten başlayarak güldürmeyi amaçlayan seri biraz ecchi ve bolca moe içerdiğinden neyi farklı yapacaktır bilemiyorum. Çizimler ve karakterlerin tepkileri eğlenceli ama biriktirip izlemekten başka ne yapılır bilemiyorum. Çok büyük bir beklentim de yok açıkçası.

    Ookami-san to Shichinin no Nakama-tachi

    Iwasaki Yoshiaki'nin yönetiminde ekranlara gelecek seri Komedi, Okul, Romans gibi temaları işleyecek. Şu kadarlık bir bilgi bile çok üstüne düşmemem için yeterli ama ilk bölümü izledikten sonra 2. ve 3. bölümler için bir şans vermeyi düşünüyorum. Sert mizaçlı Ookami Ryouko'nun etrafında toplanmış bir grup var ve kendilerinden istekleri olan müşterilerine hizmet veriyorlar. Bazen kızın tekinin peşindeki sapığı kıstırıyorlar, bazen de tenisi bırakmasın diye çocuğun tekinin ayrılma formunu ele geçirmeye çalışıyorlar. Ookami'nin boks eldivenleri epey cosplay malzemesi olur. Eğer seriyi doğaüstü güçlerle geliştirmeye çalışmazlarsa hoş bir komedi serisi gibi duruyor. Özellikle dış ses bayağı eğlenceli. Velhasıl haftalık düzende takip etmeyi şimdilik düşünmüyorum.

    Sekirei: Pure Engagement

    Aslında Temmuz'da değil, Haziran'da başlayan seri o kadar ucuz taktiklere sahip ki takip etmeyeceğim garanti. Çocuğun ayağı kayar ve koca memeli kızın çatalına düşer. Bu da yetmez üstüne bir başka koca memeli hatun daha düşer. Ecchi zaten Harem türüyle etle tırnak gibiler. Bunlara bir de Large Breasts etiketi katılınca gerçekten çok rezil bir harman oluşuveriyor. 2008'deki Sekirei'nin devamı niteliğindeki seri ağır fanboylara hayırlı olsun. Bol moe dilerim. Benim bu serinin adını duymaya bile niyetim yok.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi