The Golden Gate
Bir elinde şarap kadehi, diğer elinde şarap şişesiyle çevresi sarılmış bir şekilde bıraktığımız Cobra, aksiyona ve gizeme bu bölümde sıkı giriş yapıyor. Sahte profesörden Golan gezegeninin hikayesini dinledikten sonra iş kraliçe Shiba’nın yaşadığı bölüme gitmeyi sağlayacak olan altın kapının anahtarını vermeye gelince tezgaha düşmeyip Secret’ın şaşkın bakışları altında korsan loncasının elemanlarını haklayarak planlarını bozar. İlk bölümde olduğu gibi bu bölümde de Blackborn’ün adamı Zoros tarafından gene gafil avlanır. Cehennem zebanisine benzeyen Zoros’la mücadelesinde Cobra bir adam nasıl faka bastırılır konusunda ders niteliğinde gösteri yapıyor bizlere. Ve Cobra’nın sadece pyscho-gun’dan ibaret olmadığı bir kez daha hatırlatılıyor.
Blackborn, korsan loncasının bir komutanı olarak üzerimizde Zoros’un oluşturduğu kadar kötü karakter etkisini oluşturamıyor. Daha çok bir hırsız gibi. Cobra ile birebir çarpışmaktan kaçınan, bir özelliği olmayan sıradan bir düşmandan öteye gidemiyor. Bu bölümde Zoros’un yerine onun haklanması daha isabetli olurdu diye düşünüyorum.
Bölüm sonunda parlayan bir kapıyla baş başa bırakılmamız bana Pulp Fiction’ daki çanta hikâyesini anımsattı. Bir türlü içini göremediğimiz çanta hakkında hayal gücümüzü çalıştırdığımız gibi burada da kapının arkasında ne olduğunu görmeden bölümün sonlandırılmasıyla yazarın sağlam bir iş çıkarttığını düşünüyorum. Cobra serisi için söylenebilecek başka bir şey de hem ilk seri olsun hem de ikincisi anlatılan hikayelerdeki gizem, bulmaca parçaları, antik olaylar ve olgularla post-modern bir İndiana Jones evreninde gibi hissederiz kendimizi.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.