The Crimson Mercenary
Istavan ile kapışmaya hazırlanan Guin kısa bir tanışma faslından sonra pozisyonunu alır ancak Kara Kont'un bir şeye huysuzlanması sonucunda dövüş bir sonraki güne ertelenir. Zindanlara götürüldükleri sıradan ablası Rinda'dan ayrı düşen Remus yine zırlayan çocuk rolünde göz doldurmaktadır. Remus ile Guin'in yanlarındaki hücrede kalan Istavan o geceyi fırsat bilip firar eder. Zaten bu sırada sarayı da Sem isimli kurt-maymun adam karışımı elemanlar basar ve kabilelerinden dökülen kanların öcünü almak için herkesi biçmeye başlarlar. Rinda'nın hücresinde bulunan Suni isimli Sem de bu yaratıklar gibidir ama bir farkla: O sevimli rolünü oynamaktadır.
Toruslu Orro'nun ikinci kez kıyak geçmesiyle hücresinden çıkan Guin'in gazabı feci olacaktır. Önce Kont'un sadık ve ürkütücü hizmetkârıyla güzel bir kılıç dövüşüne girer, akabinde de doğrudan Kont'un karşısına dikilir. Serinin aksiyon sahnelerini hiç esirgemediği bölümlerden biri daha karşımızda tüm endamıyla dururken hem Orta Dünya hakkında hem de Guin'in yana yakıla aradığı Aurra hakkında ufak bilgi zerrecikleri ediniriz. Bu kadar akıllıca açılımlarla ilerlemek, sözsüz bir giriş müziği koyma cesaretini göstermek, incelikli çizimlere ve mitolojik ögelere sahip olmak Guin Saga'nın artı hanelerini doldurmaya yetiyor da artıyor.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.