• 07-Ghost - 6





    The Path of Justice That Leads to Light

    Mikage'sine kavuşan Teito'nun içini yine de kurtlar kemirmektedir. Dostunun bu kadar kolay kaçmış olması ona pek inandırıcı gelmemektedir. Bu şüpheler eşliğinde Kilise'nin senede bir düzenlediği halka açık kermese katılır ve leziz çiçeklerle enfes etleri (!) mideye indiragandi yaparlar. Bir vaftiz töreni sırasında kiliseye doludizgin gelen at arabasıysa Ayanami dümbeleğinin Mikage'yi nasıl bu kadar kolayca salıverdiğini açıklamaktadır. Mikage at arabasının içinde kız kardeşini bulur ama kardeşinin göğsü eski saflığında değildir.

    Önceki bölümde bir anda ortaya çıkan Mikage'nin salıveriliş hikayesine açıklık getiren bu bölümde Teito'nun abisinden almış olduğu yadigarı da görme şansına erişiyoruz. Tabii Ayanami'nin de bunu görmesi ilerleyen bölümlerde Teito'nun başına ne gibi işler açılacağının bir habercisi. Ha keza keşişlerin de aralarındaki her konuşmada Teito'nun gelişinden sonra etrafta olan biten sıkıntıların arttığından bahsetmeleri yakında Teito'nun kiliseden postalanacağını ya da keşişlerin desteğiyle orduya başkaldıracağının sinyallerini veriyor. Öyle ya da böyle seri biraz ağırlaşmış gibi görünse de bundan sonraki bölümlerde aksiyon görme ihtimalimiz iyice yükseliyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi